Boat Builder Türkiye 1. Sayı (Ocak-Şubat 2007)

parlayan yıldızı vuran, dişleyen bile olduğunu haurlıyorum. Ben reklam kampanyasım hazırlayıp, müşterime götürdüm. Fakat bu işe yatıracak parasının olmadığını ancak tekneyi sattığı zaman paramızı ödeyebileceğini söyledi. Ben de kabul eltim. Çocukluk sevdamın devamı olarak, reklamcılığın içinde yine tekne ve denizle buluşma vardı. Tekneyi o tarihte Vinylex Firmasının sahibinin oğlu olan Bülent Altan'a verdim. Dedim ki; "Al bunu kullan." Teknenin başına da Vinylex'in amblemi, V harfini koyduk. Bülent Bey tekneyi aldı kullandı. Yaklaşık 20 gün sonra "NasıP" dedim. O ela beğendiğini söyledi. Ben ele parasını istedim. Böylece ilk teknemizi sattık. Tekneyi sanıktan sonra Bülent Aksoy, (Polüek) "Reklamcılığı bırak gel birlikte imalat yapalım" eledi. O zaman ela bekarım, bir şeyleri kaybetmek ya ela kazanmak umurumda değil. Olur mu olmaz mı derken Bülent Bey'in teklifini kabul euim. O sevdayla başladık. Polilek tekneleri, başta lstanbul olmak üzere Türkiye'de çok ilgi ve talep gördü. Gazetelerde "Deniz tekneleri vitrinlere çıku" manşetleri aulclı. Üretim çok amığı için, fabrikayı Cevizli'ye taşıdık. Derken Fenerbahçe'de şimdi bulunduğum noktada bir satış mağazası açum. Tekneleri 3 model olarak- 3,5mt, 4mt ve 4,lümt- orada teşhir etmeye başladık. Emeresanclır; o · Denizteknelerivitrinlere çıktı-;-;:- zaman insanlar ya Murat 124 ya da PoliLek tekneleıi almak için sıraya giriyorlardı." Kısa sürede başarıyı yakalayan Işık Aylan ve ortağı Bülenl Aksoy, bazı anlaşmazlıklar yüzünden onaklıklarına nokta koydu. Bu olaydan sonra, Aylan, 1974 yılında deniz kenarında Fenerbahçe koyunda, şu Işık Aylan'dan sektöre mesaj var ... "Türkiye, Aıneıika ve Avrupa'da çok olumlubir rüzgar yakaladı. Te/uıc imalatı konusundaTürkiye'nin,Amerikave Avrupcı'nın parlayan yıldızı olduğuııu ve bu şcııısııı bir iillıeye bir veya i/ıi kere geleceğini düşünüyonım. Ayağımıza böyle bir şcıııs gelmişken, bunu değerlendirememekTürkiye için çok büyük bir /ıcıyıp olur. Yurtdışınclcın gelen bi ıine lıötii bir imalat yapıp, onu /ıcındı np, parasını a/ırsa/ı, Türkiyc'ye vcıtcın /ıcıinliği yapmış oluruz. Çünlıii kandırdığımız adam, se1ıtör cleıgilerine, bağlı olduğu demek/ere, /ıulüplere yazacağı bir yazı ile Türkiye'yi çe/ıim mer/ıezi o/nıaktcın 111eender.Bu Wr olay/cırı şimdi de yaşıyor anıcı ört bcıs etmeye çalışıyoruz. Bu insan/cır nedeıı Türkiye'yegeliyor?Ted Hood'un söylediği gibi, Türlı insanı el mcınipülasyonuııu öğren111eye veyapmaya çalı yatkın; bu 400 senelikbirgelenektenve ze1ıadan geliyor. Mülıendis onay vermeden detayı çözebilece/ı ustcılaıımız var. Bunlar ülkemiz içiıı hep artı değerler. Herlıes elinden gelenin eıı iyisini yapmalı ve kendini eğit111eli. Üretimyapan /ıişi, 111u/ıcı/ıkak ustabaşı düzeyine gelmiş kişileri yurtdışındcı/ıi fuar/cıra yollamalı, atölyesiııe en cız i/ıi, üç ycıbcıııcı dergigirmeli,bununla ilgili ycıyııılaıı tcılıip etmeli, ustcıbaşlarım yapılan seminerleregöndermelidir. Kısacası çağı yakcı/ama/ı, çağdaş iiretim yapmalıdır. O zaman Tiir/ıiye'nin öııiinün hep açık olacağına inanıyor vebunu Tiirkiye'ninbir başarısı olarak değerlendiıiyoru.m. Fakat Anlıara, sektörün öniinü açmaya ço}ı fazla yardımcı olmuyor. Bürokratikengellervar. Tuzla'dadayer sıkıntısı var. Bizim yerimizin deniz kenarında olması gerekirken, biz denize5 km uzcı/ılıktayız. Aynca bankalar, deııizycıtıııımna hredivermiyorlar, her teknenin /ıayıt edildiği bir liman olmasına rağmen teknelerin kaçıp gideceğiııden kor1ıuyorlar. Bankalarbu tip /ıredi ürününü mu/ıaklıak sehtöre sunmalıdır." OCAK· ŞUBA'l"07 / SAY!O1 Boat Bııildeı· Tiirkiye • 19

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=