TASARIMCI rek, tekrar tekrar çeşitli ve farklı yüzeyler kurarak, yaptıklarımı her açıdan ayrı ayrı inceleyerek sonuç beni tatmin edene kadar oynuyorum. Bu süreç esnasında hoşuma giden bir ara aşamaya gelince, başka bir denemeye geçmeden bu aşamayı gerekirse geri dönmek üzere dosyalayıp kapatıyorum, hatta bazı çıktılar alıp duvarlara asıyorum. Bu, ortaya koyduğum ara aşamaya daha objektif bakabilmeme, ilk başta beğendiğim bir çizimde bir müddet sonra bazı gözüme hoş gelmeyen oranlan bulup çıkarmama yarıyor. Bu aşamayı tatmin edici bir sonuca ulaştırınca, sıra taşıtın sağlamlık ve güvenirliğini hesaplamaya, başka bir deyişle mühendisliğine geliyor. Bu aşamada seçilen inşa malzemesine göre çeşitli klas kuruluşlarının ön gördüğü boyutlandırma kurallarını kullanıyorum. En çok kullandıklarım 24 metreye kadar en mantıklı neticeyi vermesi açısından ISO 12215-5, 24 metre üstü GL (Germanischer Lloyd), DNV (Det Norske Veritas) veya ABS (American Bureu of Shipping) kuralları. Bu aşamada ortaya çıkan malzeme boyutlandırması doğrultusunda teknenin 3 boyutlu konstrüksiyon planını modelliyorum. Burada her elemanın 3 boyutlu modeli, ağırlık merkezi açısından uzayda x/y/z cinsinden saptanıyor, hacmi ve ağırlığı bulunup Excel formatında hazırlanmış başka bir programa aktarılıyor. Bu yazılımın yardımıyla tekneye yerleştirilen ufak veya büyük olan her eleman ve ekipmanın, teknenin ağırlık merkezinin uzaydaki konumunu toplamda ne kadar değiştirdiğini takip ediyor, yerleşimi de baştan hedeflenen toplam ağırlık merkezini gerçekleştirebilecek şekilde optimize ediyorsunuz. Bu evre tasarımın, aslında üzerinde titiz çalışmayı gerektiren uzunca bir bölümü. Zaten bu evre sonunda, yani istenilen teknenin denizde hakikatte nasıl duracağını ve davranacağını kesin-. leştirecek şekilde bilgisayarda 3 boyutlu olarak modellenip detaylandırılması ile benim için tasarım bitmiş oluyor. Bundan sonra tasarımı projeye aktarmak işi kalıyor ki, bu aslında sadece gerekli kuruluşlara projeyi göstermek, onaylatmak ve imalatçıya imalat çizimlerini vermek için gerekiyor. lmalat aşaması gittikçe otomatik hale gelse ve örneğin seri imalat teknelerin kalıp modelleri çok akslı CNC'lerde köpükten şekillendirilecek olsa, (bildiğim kadarıyla şu anda Türkiye'de bunu sadece Numarine yapıyor) o zaman bu imalat çizimlerine gerek kalmaz, bilgisayar modelini gerekli parçalara ayırdıktan sonra bir CD'ye yükleyip direkt CNC'ye yollarsınız. Bu henüz yaygınlaşmadığı ve özel siparişlerde ve büyük teknelerde de imalat planı kaçınılmaz olduğu için 3 boyutlu tasarımı kağıda dökmek zorundasınız. Burada benim izlediğim yol; hakiki ölçekteki 3 boyutlu modelden malzeme kalınlıklarını çıkardıktan sonra, yine hakiki ölçekte uygun aralıklarda kesitler almak. Bunları imalatın şekline göre gerektiğinde hakiki ölçekte, gerektiğinde uygun bir ölçeğe küçültüp, gerekli açıklamaları yazdıktan sonra, baskıya yollamak. Bunun dışında karmaşık parçalar için 2 boyutlu imalat çizimlerinin yanına ilgili parçanın üzeri ölçülendirilmiş "render"larını (renkli bilgisayar fotoğraflarını) da iliştiriyorum. Bu, imalatçıda üreteceği, ya da kalıbını çıkaracağı parçanın, bitince nasıl görüneceğine dair bir fikir oluşturuyor. Elektrik planlarına gelince bunlar konunun uzmanı bir elekrik mühendisi tarafından çiziliyor. Tasarımcı, elektrik mühendisi ile uyum içinde çalışıp, onun jeneratör, akü ve diğer elektrikli aletlerin teknenin ağırlık dağılımıyla ilgili en uygun yerlere yerleştirilmesi, kabloların en uygun nerelerden geçmesi gibi kararlarında faydalı oluyor. Bu planı 3 boyutlu modeline kısmen de olsa aktarıyor. Aynı şeyler tesisat planı, yakıt ve egzos devrelerinin çizimi için de söz konusudur, fakat burada tasarımcı, ana ve yardımcı makina üreticilerinden aldığı bilgilerle çoğunlukla yalnız çalışır. 46 • BoaBt uildTerürkiye MART- NISAN'07 ı SAY! 02 Bildiğimiz kadarıyla Northstar firması ile iki farklı çalışmanız var. Bunlardan biri yakın bir zamanda pazara sunulacak olan güverte tasarımını sizin yaptığınız 7 metrelik konsol içinde tuvaleti olan bir model. Diğeri ise Northstar'ın 2008 yılı içerisinde çıkarmayı planladığı 8 metrelik yeni bir bot modeli. Bu çalışmalar hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Northstar ile ilk çalışmam, ltalyan Tasarımcı Franco Donno'nun Northstar'dan ayrılmadan önce tasarımını yaptığı gövdenin üzerine, içinde tuvalete haiz merkezi bir konsolu olan değişik bir üst yapı oturtmakla görevlendirildiğim, takribi 7 metre boyunda 225 WRT modeli oldu. Donno'nun tasarlayıp bir desinatöre çizdirdiği iki boyutlu çizimlerden gövdeyi tamamen dijitalize ederek, bilgisayara tanıttım. Bu 2d çizimlerde neredeyse kaçınılmaz olan bazı ufak tefek hataları düzelterek kusursuz yüzeyler haline getirdim ve yine bilgisayarda katı modellemesini yaptım. Donno'nun geliştirdiği bu gövde tipi (pro-trim hull) "ana hatlarıyla" altta su yüzeyine paralel 2 adet yüksek verimli boyuna step ile kıça doğru gittikçe genişliyen bir "pad"ten oluşuyor. Özelliği; teknenin düşük süratlerde kafa kaldırmaksızın direkt ideal kayma açısına oturması, ayrıca düşük süratlerde bile omurga ile bu tirizler arasında diğer derin-V gövde tiplerine göre çok daha yüksek bir kaldırma gücü (lift) oluşması. Bu gövde formu genelde yurtdışında satışa sunulan Northstar riblerinin, pazar payını yükseltmelerindeki en önemli kozu. Dolayısıyla da aynı serinin 225 WRT'yi takip edecek 255 WRT (yaklaşık 8 metre) modelinde de kaçınılmaz olarak bu tarz bir gövdenin kullanılma zorunluluğu var. lşte burada bilgisayar destekli tasarımın avantajları öne çıkıyor. Bir kere bilgisayara bir ara yazılım vasıtasıyla (plug-in) tanıttığınız gövdenin arzu ettiğiniz yer ve bölgelerine yoğunlaşabiliyor ve bu bölümlerle oransal oynayabiliyorsunuz. Bunun için ben sevgili dostum ve en büyük destekçim Fatih Güngen'nin yazdığı yazılımı kullanıyorum. Böylelikle bazı oranlarla oynayarak, boy/en oranı, kalkıntı açısı/deplasman oranı, kalkıntı açısı/stabilite oranı gibi "teknenin genetik kodu" diye adlandırabileceğimiz bu özelliklerini, istediğiniz oranda değiştirebiliyorsunuz. Mesela kalkıntı açısı artınca,
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=