MAYIS - HAZİRAN 2011 / SAYI 26 42 TASARIM Kontenjan 51 kişiye çıkartıldı “Bölümümüze ilk kez geçen yıl öğrenci aldık. Biz ilk sene olduğu için 10 kişi istemiştik ama YÖK 25 kişilik kontenjan verdi. Biraz da tanıtımını yapmaya geç başladığımızdan 10 kişi kazandı. 7 öğrencimiz kayıt yaptırdı. 6’sı şu an hazırlık okuyor, bir öğrencimiz ise hazırlığı geçti ve derslere başladı. Bu öğrencimizin yanı sıra Mimarlık ve İç Mimarlık’ta yüksek lisans yapmakta olup, bizim lisans derslerimize girenler var. Bu sene kontenjanımız 51 kişiye yükseltildi. Biri tam burslu, 20’si yarı burslu, 20’si de yüzde 25 burslu olacak. Bölümümüzün yıllık ücreti ise 18500 TL.” Eğitmen kadrosu farklı disiplinlerden gelen hocalardan oluşuyor “Yat tasarımı ya da deniz araçları tasarımı işini bugüne kadar hep farklı disiplinlerden gelen insanlar yapıyordu. Eğitmen kadromuzda da böyle oldu. Kadromuzda endüstri ürünleri tasarımcıları, mimarlar, iç mimarlar, gemi mühendisleri, makine mühendisleri ve dışarıdan destek veren insanlar var. Kadromuzu, özellikle endüstri ürünleri tasarımı, gemi mühendisliği, mimarlık ve iç mimarlık olmak üzere bu 4 disiplinden gelen hocalarımız oluşturuyor.” Türkiye henüz bir yat tasarımı ülkesi değil “Türkiye bir yat üretim ülkesi ama maalesef henüz bir yat tasarımı ülkesi değil. Türkiye, dünyada toplam yat üretim kapasitesi açısından 10. sırada. Özellikle megayat üretiminde çok daha önlerde. Ama yat tasarımında gerilerdeyiz. Tekne üretim sayısını göz önüne aldığımızda Türkiye’nin yat tasarımı konusunda daha iyi yerlerde olması lazım. Bunun için de piyasada biriken bilgiyi sistematize etmesi lazım. Bu da üniversite ile olur. Bu nedenle Yat Tasarımı Bölümü çok önemli. Hatta benzerlerinin diğer üniversitelerde açılması lazım.” “Türkiye’deki yat tasarımcılarının en iyileri bizim okulda hocalık yapacak. Bazılarıyla görüşüyoruz; bazılarıyla görüştük, destek verecekler. Türkiye’de bu işte öne çıkmış insanların desteğini alacağız. Dünyada bu işi yapan tasarımcılar yat tasarımı okullarından mezun olmamışlar. Hepsi farklı disiplinlerden geliyorlar. Farklı disiplinlerden bilgiler devşirerek bu işi yapıyorlar. Türkiye’deki tasarımcıların da bunlardan aşağı kalır yanı yok.” Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü mezunu olan Mehmet Aziz Göksel, bu bölümde okurken, yat iç mekan tasarımı dersleri veren Ercüment Tarcan’ın dersleriyle yat tasarımına merak saldı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ne giderek, Gemi Mühendisliği Bölümü’nden dışarıdan dersler alan Göksel, üniversite sonrası İtalya’da Istituto Quasar’da (Roma) yat tasarımı yüksek lisansı yaptı. Daha sonra Türkiye’de tersanelerde çalışan ve kendi ofisi Türknotik’i kuran Göksel, bir yandan da akademik yaşantısını sürdürdü. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde görsel iletişim tasarımı master’ı yapan Göksel, “Megayat İmgesi” adında bir yüksek lisans tezi yazdı. Aynı zamanda Haliç Üniversitesi’nde de öğretim görevlisi olarak görev yapan Göksel, burada yardımcı doçent oldu. Maltepe Üniversitesi Yat Tasarımı Bölümü’nün de kurucu başkanı olan Mehmet Aziz Göksel, Mimar Sinan Üniversitesi’nde endüstri ürünleri tasarımı bölümünde ikinci doktorasını yapıyor. Bir ekol yaratmamız lazım “Denizcilikte İngilizler birçok geleneğin başını çekiyor. Yat tasarımında da böyle. Ünlü tasarımcılara bakıyorsunuz ya İngiliz, ya da İngiltere’de yaşamış veya eğitimini orada almış kişiler. Özellikle iç mekan tasarımında ve yelkenlilerde bir İngiliz ekolünden söz etmek mümkün. Motoryatta daha çok İtalyan ekolü mevcut fakat orada da önemli motoryat tasarımcılarının bir kısmı İngiltere ekolünden. Bizim de bir ekol yaratmamız için üniversite önemli. Bu bölüm Türkiye yat inşaa sektörünün de kalitesini artıracaktır. ‘Bu işin okulunu ilk kez Türkler açmış’ denmesi, Türk yat inşaa sektörüne büyük bir prestij kazandırır.” Mehmet Aziz Göksel
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=