44 EYLÜL - EKİM 2011 / SAYI 28 Yat tasarımı eğitiminde Türkiye’nin çok önemli bir işlevi, “dünyadaki ilk lisans programını” kurmuş olmasıdır. Bu programın rasyonelleri, öncelikle, bir doktora tezi çerçevesinde ortaya konmuştur. Bu tez savunulmuş ve bilimsel geçerliliği jüri tarafından kabul görmüşse de; bu tezde ortaya konulan verilerin ışığında hayata geçen yat tasarımı bölümünün de, mesleki yorum ve eleştirilerin dışında kalacağı anlamını taşımaz. Tam tersine, bu program, disiplinler arası karakteriyle, tartışmanın odağında ve zengin entelektüel katkılarla gelişmeye, biçimlenmeye açık bir konumda bulunmaktadır. Disiplinler Arasında Yeni Bir Disiplin Disiplin, en genel tanımıyla “belirli bir konuyu kapsayan bilgilerin, etkileyici oranda rafine olmasını”1 temsil etmektedir. Bununla birlikte, eğer bir konuyu ilgilendiren bilgiler, başka bir uzmanlık alanının sınırlarına kadar dayanmış, hatta o sınırları geçmişse, yeni uzmanlık alanlarının doğması ve tanımlanması kaçınılmaz olmaktadır. Yeni disiplinler, ilk önce mevcut disiplinlerin içinde seçmeli ders olarak oluşmaktadırlar. Daha sonra bu derslerin içeriği genişlemekte ve zorunlu hale gelmektedir. Ardından, genellikle bu alandaki bilgi genişlemesi, mevcut disiplin içinde bir anabilim dalını ya da uzmanlık alanını ortaya çıkarmaktadır. Bilgi dairesinin genişlemesi ve işlenmesi, bu noktadan sonra, lisansüstü programa dönüşerek, sistemli biçimde kendi müfredatını ortaya koymaktadır. Bir süre sonra, yeni disiplin, lisans programı haline gelecek kadar çeperlerini genişletmektedir. Daha sonra yine yeni disiplinler, aynı döngüyle, bu lisans yeni programının içinden doğmakta ve gelişmektedirler. Yeni disiplinlerin, farklı bilim dallarıyla örtüşüm alanlarında ise yeni fakülteler ve enstitüler kurulmaktadır. Bu, disiplinler arası olmaklığın üniversitelerin idari çerçevesini yapılandıran bir niteliğidir. Bugün Türkiye’de ve dünyada üniversitelerde bulunan fakültelerin birçoğu son elli yıl içinde ortaya çıkmıştır. Bu anlamda, günümüzde eğitim-öğretim yapan lisans programlarının çok büyük bölümü daha önce olmayan, son elli yıl içinde ortaya çıkmış programlardır. Uzmanlaşma ve bilgi birikimi sürdükçe de yeni disiplinler ortaya çıkacaktır. Yat tasarımı da, çağın evrensel ihtiyaç ve beklentilerine göre, mevcut disiplinlerin ara kesitinde şekillenmiş, yeni bir “disiplinler arası” programıdır. Bunlar, endüstri ürünleri tasarımı, iç mimarlık, mimarlık ve gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliğidir. Deniz aracı tasarlama etkinliğinin, disiplinler arası karakteri hakkında görüş bildiren ünlü tasarımcı Mario Pedol “Deniz araçları tasarımcısı (naval designer ya da nautical designer) olmak nasıl mümkündür?” sorusuna şöyle cevap vermektedir: “Bugün benim birçok iş arkadaşım mimarlık, gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği ya da başka bir tasarım disiplininde eğitim almış olmasına karşın bu konuda ‘yalnızca’ uzmanlaşma kursları vardır. Sıklıkla deniz araçları sektöründe uygulamalar, güçlü bir tutkuya sahip ve çoğu kendini yetiştirmiş profesyonellerce yapılmaktadır. Ben herşeyin ötesinde ‘dış ve iç tasarımı’ da kapsayacak YORUM 1 Snow, İki Kültür. ss. 63-64 Yat Tasarımı Eğitiminde Türkiye’nin Yeri Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aziz Göksel T. C. Maltepe Üniversitesi, Yat Tasarımı Bölümü Kurucu Başkanı Maltepe Üniversitesi’nde dünyada ilk kez, lisans düzeyinde Yat Tasarımı Bölümü eğitim programının faaliyete geçirilmesine öncülük eden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aziz Göksel, bu sayımızdan itibaren dergimizde düzenli olarak yazılar yazacak. Göksel’in “Yat Tasarımı Eğitiminde Türkiye’nin Yeri” isimli makalesini bu yazılardan ilki olarak okuyucularımıza sunuyoruz…
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=