Boat Builder Türkiye 29. Sayı (Kasım-Aralık 2011)

43 KASIM - ARALIK 2011 / SAYI 29 marka bir tekneyi 1 milyon euro’ya alırım.” Arap ülkelerine yönelmemiz lazım “Yine de özellikle büyük tekne üreticileri olarak baktığımızda ilerinin parlak olduğuna inanıyorum. Özellikle son 1 sene iyi değil. 2008 ve 2009 daha iyiydi. 2010 biraz düşüş gösterdi ama 2011 bence sıfırdı. Ben 2012’yi de çok iyi görmüyorum. Ama tabi bu böyle sürmeyecek. 2013-2014’ün iyi olacağını ümit ediyoruz. Özellikle Arap ülkelerini hedefliyoruz. Meslektaşlarım adına da, oralardan iyi işler alacağımıza inanıyorum. Bu bölgeye yönelmemiz lazım çünkü Avrupa’nın toparlanması 2-3 sene daha sürebilir.” “Türkiye’de hiçbir zaman yatçılıkla ilgili herhangi bir teşvik olmadı. 1-2 sene önce ciddi bir çalışma yaparak geçen sene sonuçlandırılan bir Türk bayrağına geçme projesi vardı. Türk bayraklı teknelerde çok büyük vergi oranı vardı ve bu düzenli bir hale geldi. Tabi bu güzel bir gelişmeydi ama bizim satışımızı arttırmadı. Çünkü herkesin bildiği üzere, yabancı bayrak gibi başka yollar da vardı.” “Bugün Avrupa ülkelerinde ortalama 100 kişiye bir deniz aracı düşerken bizde bu sayı 2000. Bizde şu mantık var: adamın megayatı da olsa, hafta sonu balığa gitmek için ufak bir teknesi de olsa ‘teknesi varsa zengindir, ne iş yapıyordur acaba?’ sorusu hep sorulur. Bugün İstanbul’un ve ülkemizin çeşitli bölgelerinde 7 milyon dolara bir daire veya gayrimenkul satılırken kimse alan hakkında böyle bir şey söylemiyor. Ama 1 milyon dolarlık teknesi olsa, ‘kesin bu adam başka bir şey yapıyordur’ deniliyor. Önce bu bakış açısından kurtulmamız lazım.” İnsanları denizciliğe teşvik etmek gerek “Üç yanımız denizle çevrili, iklim olarak çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Ama denizlerimizden faydalanmıyoruz. İnsanları denizciliğe teşvik etmek gerekiyor. En azından 10-15 metreye kadar olan küçük teknelerde vergi indirimi vs. gibi teşvikler olmalı. Bu ülkede en azından bin kişiye bir teknenin düşmesi lazım. Boyu 3 metre olmuş 33 metre olmuş önemli değil. Bizim ‘en iyi tekne arkadaşımın teknesi’, ‘tekneyi bir alırken sevinilir bir de satarken sevinilir’ bakış açısından kurtulmamız lazım.” “Marinaların azlığı da ciddi bir sorun. 30 metre yatı olan bir insan yılda 60-70 bin TL marina kirası ödemek durumunda kalıyor. Tabi böyle olunca insanlar tekne almaktan vazgeçiyor, kiralıyor. Daha çok marina olması ve bunların düzene sokulması, denetlenmesi lazım.” GİSBİR’de yatçılığı temsil ediyorum “Kendi şirketimizi bir yere getirdik ve yönetimde bu işi sürdürebilecek bir yapıyı oluşturduk. Arkadaşlarımızın da desteğiyle Nuh Sanayi Sitesi’ni nasıl güzelleştirebiliriz diye yönetime talip olduk. İyi de gidiyoruz. GİSBİR Yönetim Kurulu’na da açıkçası hiç aklımda yokken başkanımız sayın Murat Kıran’ın daveti üzerine girdim. Bu kadronun içinde olmaktan da gurur duyuyorum. Genç bir yönetim kurulu var ve çok iyi bir sistemle çalışılıyor. Herkesin bir görevi var. Biz Nuh Sanayi Sitesi olarak yıllarca GİSBİR yönetimine öcü gözüyle baktık. Belki onlar da zamanında bize, ‘bunlar sandalcı’ mantığıyla bakmış olabilir. Ama buradan çıkan güzel tekneler, megayatlar ve Türkiye’de yatçılığın çok ilerlemesi, herkesin dikkatini çekti. Ben GİSBİR’de bir nevi yatçılığı temsil ediyorum.” Küçük tekne lüks değil “Yat inşa ile ilgili gerek sektör olarak, gerekse devlet olarak bir yol çizmemiz lazım. Bu sektörde ilerlemek istiyorsak, ‘teknesi olan zengindir’ bakışından kurtulmamız lazım. Dünya dördüncülüğünde olduğumuz söyleniyor ama bence daha önlerde olmalıyız çünkü bizde çok iyi bir insan ve iş gücü var. Bu mantaliteyi ortadan kaldırabilirsek, herhalde daha çok tekne yaparız. İnsanların 3 metre de olsa bir deniz aracı olmalı. Hafta sonu ailenle 5-6 metrelik bir tekneyle denize açılmak bir lüks değil. Bunun teşvik edilmesi ve en önemlisi bence 2. el yabancı markaların yurt içine yabancı bayrak ile de olsa girişine izin verilmemesi lazım diye düşünüyorum.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=