Boat Builder Türkiye 29. Sayı (Kasım-Aralık 2011)

53 KASIM - ARALIK 2011 / SAYI 29 bahsedeyim. Bunun nedenlerinden biri de Avrupa ve Amerika’daki ekonomik dalgalanmalar nedeniyle satışların düşmesi. Yurtdışındaki fiyat politikasıyla bizim fiyat politikamız çok farklı. Birincisi biz Amerika’dan aldığımız tekneleri dolar olarak satıyoruz. Oysa Avrupa bunu euro’ya çeviriyor. Örneğin 200 bin dolar olan tekneyi Avrupalı 200 bin euro olarak fiyatlandırıyor. Tabi aradaki makas giderek açılıyor. Biz belki az karlarla satıyoruz ama bu bize müşteri güvenini getiriyor. Çünkü bugün artık bilgiye ulaşmak çok kolay. İnternet ortamında bilgi çok kıymetli değil. Müşteri malın Amerika’daki fiyatını görüyor, onun üzerine buraya gelmesi için operasyon rakamları koyuyor ve kafasında bir rakam oluşturuyor. Bizden aldığı rakamı da karşılaştırınca, bu ona güven veriyor. Bir diğer faktör, müşterilerimiz biliyor ki, biz satsak da sattığımız bütün teknelerin sahibiyiz. En ufak bir problemlerinde hemen tekneyi alıp götürüp veya yerinde her türlü operasyonla gerekeni yapıyoruz. Dolayısıyla, böyle tercih edilme nedenleriyle satış rakamlarımız da yükseliyor.” Pazar doğuya kaydı “2012 yılına yönelik gene ulaşılabilir artış hedeflerimiz var. Genel piyasa konjektörünü de göz önüne alarak kendimize göre bir hedef koyuyoruz. Satış ekiplerimiz de bu hedefler doğrultusunda planlarını yapıyorlar. Ben Türkiye açısından 2012’yi zor fakat olumsuz görmüyorum. Çünkü artık pazar doğuya kaydı. Bana göre Türkiye yüzü batıya dönük olsa da bir doğu ülkesidir. Bir geminin içindeyiz, geminin içinde bulunan insanlar geminin üstünde batıya yürüyor ama gemi doğuya gidiyor. Dolayısıyla doğu pazarı bana göre önemli. Bu pazar şu anda hareketli ve heyecanlı bir pazar. Dolayısıyla 2012’nin Türkiye için olumlu fakat zor geçmesini bekliyorum. 2012’de dikkatli, tedbirli ve kontrollü olunmalı diye düşünüyorum.” Türkiye’deki fuarların hiçbirinden hoşnut değilim “Birçok insan fuarları farklı açıdan değerlendiriyor. Ben biraz daha resmin dışına çıkıp yukarıdan bakmak istiyorum sektöre. Şöyle ki, fuardan ne anladığımızı değerlendirmemiz lazım. Bunu çok iyi değerlendirdiğimizi düşünmüyorum. Bana kalırsa, Türkiye’deki fuarların hiçbirinden hoşnut değilim. Çünkü fuar karmaşası ve kavgası hala devam etmekte. Fuarın bana göre iki tane bacağı var; biri katılanlar diğeri de organize edenler. Tabi her ikisi de kendi ticari menfaatlerini düşünüyorlar. Bir de sektörü temsil eden bir dernek var. O derneğin de sektörü kucaklayan bir yapıyla sektörün isteklerini çok iyi değerlendirip doğru bir yol haritası çizdiğini söyleyemem şu anda. Ki, ben uzun seneler o derneğin ikinci başkanlığını yaptım. İşin içinde oldukları için dışarıdan resme bakamıyorlar. Neticede bu nedenlerden dolayı geçtiğimiz yıllardaki fuarlardan çok memnun olduğumu söyleyemem. Bunun yanında sektörün önüne siz senede 5 tane de fuar çıkarsanız; bu sektörün beşine de girme teamülü var nedense. Sektörün bu konuda bir kararlılık, bir duruş sergileyememesi de beni rahatsız ediyor. Bana göre, teknik altyapısı ve ulaşımı en iyi olan bir lokasyonda bir tane fuarın olması ve bu fuarın bütün sektörü kucaklayan bir fuar olması gerek. Onun haricinde belki ikinci bir fuar da denizde yapılabilir. Ama esas olarak daha önceki yıllarda da olduğu gibi yılda bir tane, ortak akılla tayin edilecek bir tarihte, tek bir fuarın olması sektöre fayda getirir.” Yat limanları, tekne barınakları hızla çoğalmalı “Türkiye’deki en büyük sıkıntılardan biri; şu anda tekne alsanız da sipariş etseniz de tekne koyacak marina kapasitesi yok. Böyle bir sıkıntı olunca insanlar tekne almaktan kaçınıyorlar. Demek ki burada hükümete düşen, yat limanlarının tekne barınaklarının hızla çoğalmasının sağlanması. Teknelere bağlama yerlerinin sağlanması. Kimse teknesini alıp garajına, bahçesine götüremez. Yer talebi arttıkça da marina hizmetlerinin fiyatları çok yükseliyor. Bu da tekne alacak kişilerin karşısına önemli bir sorun olarak çıkıyor.” Yabancı bayrak mevzuatı düzeltilmeli “Yabancı bayrak mevzuatının da hızla düzeltilmesi gerekiyor. Teknelerin Türk bayrağına geçişleri sağlanmalı. Yurtdışından türlü şekilde yabancı bayrakla gelen ikinci el teknelerin bir prensibe bağlanması gerekli.” “Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde yat imalatçılarının birçok problemi var. Burada hepimiz hazine arazileri üzerinde 49 sene gibi süreli tahsislerle çalışıyoruz. Fakat tapu bizde olmadığı için ruhsat çıkartamıyoruz. Ulaştırma Bakanlığı tapu vermiyor, belediye ruhsat için tapu istiyor, tapu olmayınca ruhsat alamıyoruz vs. Bu iş bu şekilde devam ediyor. Hükümete düşen, temiz bir sayfa açıp bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilen bir teknokrat ekibiyle veya danışma kurulu ile bu işleri düzeltmek ve gerek üreticiye, gerekse tekne sahibi olacak veya olan kişiye gereken makul kolaylıkları içeren yönetmelikleri bir an önce hayata geçirmek olmalıdır.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=