MAKALE Resim 3: Victoria and Albert Resim 4: America'nın 1968'de yapılan bir replikası lerle girmiştir ($ekil: 5, 6, 7, 8, 15, 18). Klasik megayatların altın çağını temsil eden Alva, Winchester, Vara,Ara, Vagrant gibi megayatlar, ikiyüzotuz feeti geçen boyları ve narin karinalarıyla 1930'ların sonlarına dek boy göstermişlerdir (Resim: 1O, 14, 16). "1903 yılında William Gardner tarafından Wil- Resim 6 : Nourmahal (1890) son Marshall'a yapılan 'Atlantik' (185 feet) XX. yüzyılın ilk megayatlarından biri sayılır. Birçok yarış kazanan Atlantik: çoğu yatın aksine siyah bordası ve düşük freeboardıyla ünlenmiştir. XX. yüzyılın ilk megayatlarından bir başkası da ilk otomobil milyonerlerinden Horace E. Dodge'un 'Nokomis' isimli ikiyüzkırküç feet uzunluğundaki yatıdır (Resim: 9). 191O yılıysa gelmiş geçmiş en güzel mega yelkenli (mega sailor)lerden biri olarak Resim 7: Corsair Coronet (1893) anılan 'Aloha'nın denize indiği tarihtir yatıyla yaptığı yarışı kazanarak, bu (Resim: 17). Sahibi New York'lu Arthur anlamlı kupaya isim veren Goerge Steers yapımı 'America', bugün hala hatırlanmaktadır" (Resim 4). 1850'lerde Amerikalılar da büyük buharlı yatlar yapmaya başlamıştır. ··1853'te yapılan 'North Star' yatı ilk büyük Amerlkc,, buharlısı olmuştur. 1880'lere gelindiğinde yatların hızları 18-20 knotlara kadar çıkmış ve boyları da büyümüştür. Edward S. Jaffray 1883'te yapılan 'Atalanta' isimli megayatın (240 feet) 20 knot hıza ulaştığından bahseder". Resim 5: North Star XIX. yüzyılın son çeyreğinde inşa edilmeye başlayan Nourmahal, Northstar ve Corsair tipi megayatlar, yapımcıları olan Vanderbilt, Astar, Morgan ailelerini öylesine başarıyla temsil etmiştir ki, dünya XX. yüzyıla bu tekne56 Nal!ıılNer TEMMUZ-AGUSTOS2012/ SAY3I 3 Curtiss James'in dünya turu yapmak amacıyla inşa ettirdiği ve bir türlü bu fırsatı bulamadığı ikiyüziki feet uzunluğundaki Aloha, 1. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla birlikte 1921 yılına kadar marinada yatmıştır. Denizci ruhlu ve lükse fazla önem vermeyen James, 'yelken seyri' (sailing) amacı için tasarlattığı Aloha'yla bütün dünyayı dolaşmıştır. 1. Dünya Savaşı öncesinde, seçkin mürettebatları, koca gövdeleri ve lüks dekorasyonları ile modernitenin son masum günlerini yaşayan buharlı megayatlar, toplumların gözünde bir daha hiçbir zaman erişemeyecekleri bir düzeye yükselmişlerdir. XX. yüzyıl başlarında 'Rudder', 'Motor Boating·ve 'Yachting' gibi aylık dergilerle, insanlar bu büyük yatların iç mekanlarını da izleme olanağı bulmuşlardır. Savaş sonrasının ekonomik koşulları büyük yatlar yapmayı engellerken, 1929'da J. P. Morgan son corsair'ini yapmıştır. Dizel teknolojisinin getirdiği olanaklardan yararlanan Vincent Astar ise 1928'de ikiyüzaltmışüç feetlik yeni bir Nourmahal'ı denize indirmiştir. Sonradan sırasıyla 'Sea Cloud, Patria, Angelita ve Antarna· isimlerini Resim 8: Üçüncü Corsair (1899) alan 'Hussar' yatı da 1930'lu yılların başında oldukça popüler olmuştur" (Resim: 13). Ünlü Savarona'nın ise "1931 yılında Almanya'nın ünlü Blohm & Voos tersanesinden denize indiğinde döneminin en büyük ve en lüks özel yatı olduğu" kaydedilmektedir (Resim: 12). "Özellikle yatın sahibi için inşa edilen daire ile, kıç taraftaki konuklar için tasarlanmış özel kamaralar Savarona'ya, bir yattan çok bir ev havası vermektedir. Yatın ilk sahibi Bayan Cadwalader'in kamarasının içinde yer alan, yerdeki halı kenara çekilince ortaya çıkan esrarengiz bir kapaktan, gizli bir yola ulaşan merdiven megayatların iç mekan tasarımına getirilen ilginç bir uygulamadır" . "Bu
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=