Boat Builder Türkiye 34. Sayı (Eylül-Ekim 2012)

■ RÖPORTAJ "Küçük ve orta boy tekne üretilebilecek yerlerde birtakım devlet düzenlemeleri ve teşvikleri şart. Yatırımı devlet yapıp, altyapıyı hazırlayıp teslim ederse ve üreticiyi zorlamayacak bir geri dönüş planıyla sunarsa, çok daha etkin bir gelişme sağlanabilir." kaliteli ürüne ulaşması ve bu malzemeleri kullanan müşterilerinin de aldıkları ürüne güven duymalarıydı. Bunu da sağladık. Bu açıdan Türk Loydu'nun malzeme üreticilerine çok katkısı olmuştur." "Klassız üretim eskiye göre oldukça değişmiş durumda. Çünkü özel kullanım amaçlı tekne ya CE Belgeli ya da klaslı olmak zorunda. Klaslı olmayı tercih etmesi gerekenler için yürürlükteki birtakım mevzuatlar, insanların bazı kurallardan uzak kalmasına imkan sağlıyor. Belli bir boya kadar olan yatlarda, klaslı yapılmasa da ticari yat olduğu zaman o yatlar çalışabiliyor. Özel yat olduğu zaman 24 metreye kadar Gezi Tekneleri Yönetmeliği'ne, yani CE'ye tabi. 24 metrenin altındaki tekneler, ticari yat olduğu zaman Gezi Tekneleri Yönetmeliği'ne tabi değil. Burada da birçok özel yat, formaliteleri yerine getirilip ticari yat gibi kaydediliyor, dolayısıyla CE Belgelendirmesine ihtiyacı olmuyor. Yatlarda 24 metrenin üstünde de gene klassız yapılanlar var ama eskiye göre artık oldukça azaldı. Açıkçası büyük tekne yapan tekne sahipleri klassız bir tekne yapmayı göze almıyor. Klassız bir teknenin ticari değeri düştüğü gibi kiralama sırasında tercih edilmesi de zorlaşıyor." "IACS üyeliği süreci devam ediyor" "IACS üyeliği kolay bir süreç değil. Özellikle Türkiye gibi, AB'nin kurumlarını zor kabul ettiği bir ülke için hiç kolay değil. Altyapının hazırlanması için bir çalışma gerektiriyor. Biz bu sürecin ilk adımlarını birkaç sene önce attık. Ama bu sürecin hepsini bir anda tamamlamak mümkün değil. Periyodlarına göre süreç devam ediyor. Ön kabulü geçtik, kesin kabulü sağlayacak denetimlere hazırlanıyoruz. 2013 başlarına kadar o denetimlerden de geçmeyi planlıyoruz. Bunu da geçersek tam üye olacağız." "Yat sektörümüzde birliktelik yok" "Yat inşa sanayiinde 2008 öncesine göre olan düşüş ve durgunluk devam ediyor. Henüz bir canlanma yok. Zaten hiç kimse 2008 öncesi duruma ulaşılmasını beklemiyor ama 2011-2012 yıllarında ciddi bir ilerleme kaydedilmiş değil. Kapanan birçok firma var, faaliyetlerini çok aza indirmiş firmalar var, zorluk yaşayan büyük firmalar var. Sektör için öncelikle çok ciddi bir imaj çalışması yapılması gerekiyor. Bizim yat sektörümüzde varmış gibi görünen ama aslında olmayan bir konu birlikteliktir. Sektör dayanışmasını 1 böatbollder EYLÜL- EKİM 2012 / SAYI34 oluşturacak çatı yok. Bir federasyon var ama o federasyonun birlikteliği tam olarak yerine getirdiğini sanmıyorum. Birtakım çalışmalar yürüten Yat İhracatçılar Birliği var. Ama ben bu çalışmaların hiçbirinin yat imalat sektörünü tam olarak toparladığını ve ortak bir strateji belirleyip yurtdışı pazarlara açılacak çalışmaları yürüttüğünü sanmıyorum. Daha doğrusu, yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bence çok ciddi bir sektörel çatıya ihtiyaç var. Bunun ardından sektörün her yönüyle çok iyi kontrol edilmesi lazım. Burada hem bizim gibi klas kuruluşlarına hem de devlete birtakım yükümlülükler düşüyor. Bu kontrol çok iyi yapılırsa, üreticiler sattığı teknelerin arkasında iyi durabilirse, servisiyle vs. müşteri memnuniyeti sağlanırsa yurtdışında Türk yat sanayinin imajının oturtulabileceğini ve sektörün daha çok dışarı açılabileceğini düşünüyorum." "Orta sınıfı denize yönlendirecek düzenlemelere ihtiyaç var" "Türkiye'deki satışların artması ise öncelikle ekonomiye bağlı. Bunun dışında da sıkıntılar var. Vergilerde bir parça düşüş söz konusu olsa da, halen diğer ülkelere göre yüksek olduğunu düşünüyorum. Ama esas sıkıntı tekne bağlama ve korumada yaşanan sıkıntılar. Marina ücretleri çok yüksek. Belki büyük tekneler için karşılanabilir ve dünya ile eşdeğer bir maliyeti vardır ama daha küçük, orta sınıfın kullanabileceği tekneler için ciddi bir bağlama maliyeti var. Yer sıkıntısı o kadar fazla ki, basit bir köy marinası bile, her şeyiyle komple bir marinanın istediği fiyatları istiyor. Atma-çekme yerleri sıkıntılı, bunun için de astronomik paralar ödemek gerekiyor. Bu fiyatlarla insanların denizci olması zor. Orta gelir sınıfının denizden yararlanmasını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç var." "Aslında yat sektöründe konuşulacak çok şey var. Yat imalat sektörünün nerelerde konuşlanacağı, nasıl imalat yapacağı vs. gibi tartışılması gereken çok konu var. Bu konuda devlet de birtakım şeyler yapmaya çalışıyor. Ama biraz yavaş kalındı. Bana göre, küçük ve orta boy tekne üretilebilecek yerlerde birtakım devlet düzenlemeleri ve teşvikleri şart. Yatırımı devlet yapıp, altyapıyı hazırlayıp teslim ederse ve belli bir vadede üreticiyi zorlamayacak bir geri dönüş planıyla üreticiye sunarsa, o zaman çok daha etkin bir gelişme sağlanabilir." bb

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=