TEMMUZ - AĞUSTOS 2013 / SAYI 39 59 lanılan aynalı konstrüks yon se yüzey meydana get rmede en çok görülen yöntemd r. Yüzeyde oymacılığın yanı sıra g r ft ‘marketor ’ şç l ğ , ahşap moza k (‘İntars a’ den len karmaşık kaplama şç l ğ ), sedef, mermer ve yarı değerl taşlarla yapılan kakmalar (P etra Dura), çeş tl boyama tekn kler yle yapılmış res mler de yer alır. Mot er arasında en yaygın olanlar; ‘akant’ yaprakları, çelenkler, hevenkler, bereket boynuzları, masklar, ‘torsolar’, nsan f gürler , ‘arabesk’ ve ‘groteskler’, Roma ve Yunan’dan kalma çeş tl kenar suları, m mar ye özgü sütun, kemer ve alınlıklardır.” [6] Genell kle şç sınıfının oluşturduğu ve tüccar sınıfının yaptırmış olduğu Rönesans mob lyaları; dekorat f şlemec l ğe ve oyma şlemler ne uygun olan cev z ağacından yapılmıştır. Oturma mob lyası olarak taht, banko, haf f koltuklar, skemle ve tabureler 15-16. yüzyılın sonuna kadar geçen süreçte Avrupa’nın farklı bölgeler nde değ - ş k varyasyonlara ulaşmıştır. Genel olarak sırtlık ve oturak kısımlarına konan ş lte ve yastıklarının ç at kılı le doldurulmuş, brokar kumaş, kad fe ve der le kaplanmıştır, kenarları dantel saçak ve püsküllerle süslenm şt r. [7] 3. Lonca S stem ve T caret “13. yüzyılın Avrupa’sında yaygınlaşan zanaat loncaları kentler n b r semt nde yoğunlaşan ve aynı dalda üret m yapan a le malathaneler n n aralarındak rekabet düzenleyeb lmek ç n b r araya gelmeler yle kurulmuş, zamanla bell yönet m kuralları ve kal te standartları oluşmaya başlamış ve örgütler ç nde katı b r h yerarş kurulmuştur.” [8] 16. yüzyılda erken dönemde olduğu g b aynı meslekten olan nsanlar ayrı ayrı b rer cem yet kurmuşlardır. Özell kle “Floransa; bankacılar ve tüccarların egemen olduğu b r kent olmuştur. İşadamları t car şlemler denetleyen loncalar şekl nde örgütlenm şlerd r. Loncalara üyel k b r uzmanlığa sah p olmayı ya da t caret yapmayı gerekt rmekle kalmıyor aynı zamanda s yas göreve uygunluğu sağlıyordu. Yed adet öneml loncaların üyeler (aralarında hak mler ve noterler n bankacıların, doktorların, kumaş tüccarlarının, pek ve yün tüccarlarının bulunduğu) kent n zeng nl k ve refah düzey n n artışına daha fazla katkıda bulunmuşlar ve böylece yönet mle lg l konumları d ğer daha az öneml loncalardan (tuhaf yec , taş ustası, kasap ve zırhçılar g b ) daha fazla eller nde bulundurmuşlardır.” [9] Karanlık çağ ve beraber ndek dönem sürec nde yaşanılan Feodal zm ve ona bağlı köylerdek beyl k düzen n n çöküşü Rönesans’ın get rd ğ b rçok yen l ğ n lk adımlarındandır. O zamank beyler n köylerde kametler n n k ra karşılığı olarak korumacı tutumları vb. h zmetler yer ne para almayı terc h etmeler sonucunda şç - l k azalmıştır ve dolayısıyla pahalılaşmaya başlamıştır. Geleneksel olarak k ralar m ktar açısından fazla yükselt lmemekted r. “Bu nedenle beyler sah p oldukları topraklarını k ralamaya ya da hayvancılık yaparak geç nmeye başlamıştır. Feodal yapının çöküşü kentler n ve t caret n büyümes yle mümkün hale gelm şt r. “Kentler önce İtalya’da sonra Alpler n Kuzey nde, neh rler n tatlı su ve ulaşım sağladığı bölgelerde gel şm şt r. Kuzey Avrupa’da kurulan ve ‘ortak pazar’ örgütüne benzeyen; ‘Hanseat c Leaque’ (Hansa L g ), İng ltere’den Rusya’ya kadar yüze yakın kent b rb r ne bağlamış ve uluslararası t carette egemen b r güç olmuştur. Varlıklı tac rler n ekonom k gücü kralların, beyler n ve k l sen n Vittore Carpaccior’un St. Augustine çalışırken tablosu- 1502 Carpaccio’nun St. Ursula Efsanesi 1940-48
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=