Sinan Sarıcı, “Bodrum'dan bir firma ile tanışması sayesinde yolunun yatçılık ile kesiÅŸtiÄŸini ve 2007'den bu yana 12 metrelik lobsterlardan 47 metrelik süper yatlara kadar hem yerli hem batı hem doÄŸudaki farklı kültürlerden gelen müÅŸterler ile çalıştığını anlatıyor.”

Daha önce iç mimarlık iÅŸlerinde çalışan Sarıcı bir kariyer sitesinde CV'sini görüp kendisiyle görüÅŸmek isteyen Bodrum'dan bir firma ile tanışması sayesinde yolunun yatçılık ile kesiÅŸtiÄŸini ve 2007'den bu yana 12 metrelik lobsterlardan 47 metrelik süper yatlara kadar hem yerli hem batı hem doÄŸudaki farklı kültürlerden gelen müÅŸterler ile çalıştığını anlatıyor. Çalışmalarında tasarımın sürdürebilir ve katma deÄŸerinin yüksek olması gerektiÄŸini belirtiyor. 

Gelecekte malzemeyi ve üretimi çok yormamamız lazım. HerÅŸey daha daha rafine olmalıdır ve hem üretici hem kullanıcılar bunu talep etmelidir. Bunlara ek olarak tek düzelik probleminin gelebileceÄŸini ve bununda kiÅŸiselleÅŸtirmeler ile aşılabileceÄŸini öneriyor. Malzemeden çok fikrin önemli olduÄŸunu, elmas yada altın gibi pahalı bir malzeme yerine Michelangelo'nun bir mermer bloÄŸuna yaklaÅŸtığı gibi tasarıma ve doÄŸal malzemelere yaklaÅŸmamız gerektiÄŸini de vurguluyor.

Komik bir anısını sorduÄŸumuzda 2010'da çalıştığı bir teknenin üretim aÅŸamasında verilen planın biraz gerisinde kalındığı için kontrol amaçlı atölyeyi ziyaret ettiÄŸinde boya ustalarından birine "bana gün verebilir misin?" diye sorduÄŸunda gözleri tinerden kan çanağına dönmüÅŸ boya ustasının "bugün gün verme günü deÄŸil" cevabını hiç unutmadığını da gülerek anlatıyor. Gençler kendi fikirleri ile yürümeli, uyum saÄŸlasınlar ama birÅŸeyleri de deÄŸiÅŸtirebilsinler. Tasarım duruÅŸtur ve ürünün bayrağıdır. Tasarımcılar da o bayrağı en önde taşımalıdırlar.

Görseller ve diÄŸer ayrıntıları e-dergiden okumak için lütfen tıklayın...