1 Eylül 2010 | HABERLER 21. Sayı (Temmuz-Ağustos 2010)

Arkın Pruva Argos Yat, ahşap yelkenlilerde konfor ve hızı birleştirerek yeni bir çizgi oluşturdu. Yapımı devam eden 25 metrelik klasik yelkenli projesini geliştirerek devam ettiren firma, 45 metrelik yeni bir projenin yapımına gelecek yıl başlamayı planlıyor.
Arkın Pruva Argos Yat, ahşap yelkenlilerde konfor ve hızı birleştirerek yeni bir çizgi oluşturdu. Yapımı devam eden 25 metrelik klasik yelkenli projesini geliştirerek devam ettiren firma, 45 metrelik yeni bir projenin yapımına gelecek yıl başlamayı planlıyor.
Arkın Pruva Argos Yat, tekne yapımında köklü bir geçmişe sahip.  Bodrum’da charter işletmeciliğinin yanında tekne imalatı da yapan Pruva Yatçılık, süreç içinde imalat deneyimlerine daha profesyonel bir yapı kazandırdı. Bodrum’da Seawide isimli 24 metrelik kompozit motoryatın imalatını gerçekleştiren firma, 2006 yılında Antalya Serbest Bölgesi’nde yer kiralayarak üç ortaklığı ile kompozit tekneler imal etmek için modern bir tersane kurdu; 2007 yılında ‘Daima’ isimli 37 metre boyundaki ahşap guletin imalatına başladı. Daima, iç mekânlardaki genişlik ve konforundan ödün vermeden yakaladığı yüksek seyir hızıyla dikkat çekti. Arma ve yelken donanımında Türkiye’de ilkler düzeyinde önemli yeniliklerin uygulandığı tekne, yarışlarda da kırılması zor dereceler elde etti.

Daima’nın da başarısıyla konfor ve hızı, yelkenli ahşap teknelerde buluşturma hedefiyle hareket eden Arkın Pruva Argos Yat, Erbil Arkın, Yavuz Bakankuş ve İspanyol ortakları ile faaliyetlerini sürdürüyor. 24 metrelik ahşap yelkenlinin imalatını devam ettiren firma, tasarım aşamasında olan 45 metrelik ahşap lamine bir yelkenlinin yapımına da önümüzdeki yılın ilk aylarında başlamayı planlıyor. Arkın Pruva Argos’un Antalya’daki tersanesini gezip, firma ortaklarından Yavuz Bakankuş'tan firmanın kuruluşundan bugüne kadar olan faaliyetleri, mevcut projeleri ve hedefleri hakkında bilgi aldık.  Proje Müdürü Önder Kahraman da bilgileri ile haberin oluşumuna katkı sağladı.

“Tekne işine Bodrum’da Mavi Yolculuk amaçlı kurduğumuz Pruva Yatçılık şirketimizle başladık. Mavi Yolculukta kullandığımız tekneleri, Bodrum’da tersane kiralayıp, usta çalıştırarak kendimiz imal ediyorduk. Mavi yolculukta teknelerimizin performansına bakarak,  tur müşterilerimizden gelen talepleri de dikkate alarak, teknelerimizi sürekli geliştirip, imalatta değişikler yapıyorduk.  1996 yılında Doğukan isimli ilk teknemizi yaptık. Dönemin en büyük teknelerinden olan 32 metrelik Doğukan,  umduğumuzdan çok daha iyi oldu ve büyük ilgi topladı. İlk klimalı mavi yolculuk teknesi olan Doğukan, beş yıldızlı olarak VİP turlarda çalıştı. Bu teknenin bize verdiği cesaretle iki teknenin daha yapımına başladık. Bu arada teknelerimizin satışına yönelik talepleri de değerlendirdik. Tekne yapımlarının da devamı geldi ve farkında olmadan tekne yapım işine girmiş olduk. Tekne sattığımız finans sektöründe faaliyet gösteren bir İspanyol grup, birlikte tekne yapım işine girerek bize ortak olmak istedi. Tekne satışlarından mavi yolculuğa oranla daha fazla gelir elde ediyorduk. Bu nedenle profesyonel olarak tekne yapmak işine, biz de sıcak baktık.”

Bodrum’un ilk kompozit motoryatını yaptık

“İspanyollar bizden kompozit tekne yapmamızı istediler. İbrahim Karataş dizaynı 24 metrelik bir motoryat projesini bu talep üzerine gerçekleştirdik. Bodrum’da kompozit tekne yapımına yönelik yeterli alt yapı olmadığı için imalat için Antalya Serbest Bölgesi’nden ekip getirdik. Seawide isimli motoryatımız çok başarılı bir proje oldu. Teknemiz, projede öngörülen 20 mil hızı da geçerek, 25 mil sürate ulaştı. Bu tekne Bodrum’da yapılmış ilk kompozit motoryat oldu.”

“İspanyol ortağımız teknelerin pazarlamasını üstlenerek motoryat yapımına devam etmemizi istedi. Bunun üzerine 2006 yılında Antalya Serbest Bölge’den yer kiralayarak üç ortak olarak tersane yapımına başladık. Bodrum’daki yaptığımız kompozit teknenin kalıbını serbest bölgedeki tersanemize getirdik. Hedefimiz bu kalıp üstünde yılda 6 motaryat yapmaktı. Ancak tersane yatırımı tamamlandığında İspanyol ortağımız başlayan küresel krizin de etkisiyle yatırım ve kar ortağı olarak kalmayı tercih etti. Tekne yapım ve satış faaliyetlerinde aktif olarak yer almadı. Bu nedenle hedeflenen kompozit motoryat yapımını devam ettiremedik. Bodrum’da yapmayı planladığımız Daima isimli 37 metre ahşap guletin yapımına Antalya'daki tersanemizde başladık. Teknemizi Kıbrıslı bir iş adamı olan Erbil Arkın’a yaptık. Tekneyi tamamlayıp teslim ettikten sonra Arkın Grup’tan Erbil Arkın, üçüncü ortağımızın hisselerini alarak tersanemize ortak oldu ve ismimizi Arkın Pruva Argos olarak değiştirdik.”

“Daima projesine standart bir gulet olarak başladık. Ancak daha sonra tekne sahibinin de müdahaleleri ile teknede, hem konfora ve yerleşime, hem de donanımlara yönelik önemli değişikler yapıldı. Teknenin tasarımını İbrahim Karataş yaptı. Bu tasarımda ana yelken planı vardı. Bu arma ve yelken planı, bu konuda dünyaca ünlü Hollandalı tasarımcı Rob van Benthem tarafından revize edildi ve tüm arma ve direkler onun gözetiminde tasarlandı.  Türkiye’de genelde yelken, arma ve dış tasarımı, hatta iç tasarım da aynı tasarımcı tarafından dizayn edilir. Daima için arma, yelken, dış ve iç tasarımlarda profesyonel tasarımcılarla çalıştık. Guletlerde sadece armanın performansıyla istenilen hızlılığa ulaşılmıyor,  teknenin genel formunun da buna uygun olması gerekir. Burada belirtmek isterim ki, gulet formunun gelişmesini, bir yerlere taşınmasını sağlayan kişi İbrahim Karataş’tır. Yelkenli tekneler genelde ya yelkencidir, ya da konfor ağırlıklıdır. Daima projesinde biz bu ikisini birleştirdik. Yelken performansının yanında oldukça lüks ve konforlu bir tekne yaptık.”

Türkiye’de hiçbir gulette olmayan ilkleri Daima’da gerçekleştirdik

“Daima’da olabilecek en iyi ve teknolojik malzemeler kullanıldı. Direkler Formula’dan, güverte donanımı Lewmar’dan alındı. Yelkenler Yeni Zellanda Doyle firmasından, direk rodları Navtec’ten  Amerika’dan getirildi. Armada otomatik sarmalı yelken, in-boom furling sistemi kullanıldı. Yelken donanımında Türkiye’de hiçbir gulette olmayan ilkler Daima’da uygulandı. Daima, karina yapısından arma donanımına kadar yüksek beklentilere cevap vermek üzere tasarlandı. Bugün itibariyle imal ettiğimiz guletler arasında donanım ve imalat kalitesi bakımından en üst seviyedeki teknedir. Arma donanımında in-boom furling, furled gennaker ve captive winch kullanılan ilk projemizdir.Daima ayrıca klasik gulet formuna sahip bir teknenin iyi bir arma ile donatıldığında çok iyi yelkenci bir tekne olabileceğini de ispat etti. Bunu yaparken de ne konfordan,  ne de performanstan ödün vermedi. Teknemiz ilk katıldığı Bodrum Cup Regatta yarışını her etapta birinci olarak tamamladı.  Daima sadece birincilik almadı, bugüne kadar ki en iyi dereceleri yaptı; 2 saatlilik etaplarda diğer teknelere 45 dakikalık fark atıyordu. Bu Daima’nın diğer guletlerle arasındaki arma farkını gösteriyor. Armaya önem verildiğinde guletin ne kadar denizci bir tekne olabileceği de böylece ortaya çıktı.”

Hedefimiz konforlu performans tekneleri yapmak

“Bizim için Daima bir dönüm noktası oldu, bu yönde gelişmeye çalışıyoruz.  Hedefimiz motoryat ile yelkenliyi birleştirip, konforlu performans tekneleri yapmak. Halen tersanemizde ahşap lamine 25 metrelik bir yelkenlinin yapımı devam ediyor. Bu teknemizin kabinlerinde de bu yönde geliştirmeler yapıyoruz. İngiliz tasarımcı Ed Burnett tarafından dizayn edilen teknemizin imalatına Ocak ayında başladık. 2011 yılının yaz aylarında teknemizi tamamlayarak müşterimize teslim edeceğiz. Klasik yelkenli uskuna tarzındaki teknemiz, çift direkli ve 4 kabinli. Denizci teknemizin yine kuvvetli bir arması olacak ve tek makine konulacak.”

45 metrelik projemizin imalatına yılbaşında başlayacağız

“Bunun dışında İngiltere’de çizimleri devam eden projelerimiz var. 45 metrelik bir projemizin çizimi,  Rob Humpreys proje ofisinde devam ediyor. Ahşap, klasik görünümlü bu yelkenlinin imalatına yılbaşında başlayacağız. Satış amaçlı da değerlendirilebilecek olan bu proje, bizim çizgimizin devamlığı açısından çok önemli.  Bu teknenin çıkış noktası J klâslı bir tekne yapmaktı. Aslında J klâslı tekneler sadece yelken amaçlı olarak yapılıyor. İçine konforu katamıyorsunuz. 45 metrede maksimum üç kabinlik bir alan elde ediliyor. Klasik yelkenlilerin yaşatılmasını amaçlayan The J Class Association seçkin bir kuruluş. Her projeden bir adet yapılmasına izin veriyorlar. Ancak bizim konseptimizle J klâs yapımı örtüşmedi, ama bu çabamız önemli detayları öğrenmemize fırsat sağladı.”

“Kullanılan malzemeler de teknenin performansına doğrudan etkiliyor. İmal ettiğimiz teknelerde yerli malzeme kullanım oranımızı artırmak istiyoruz. Yerli malzeme kullanımını ne kadar artırırsak teknede o oranda bize, Türkiye’ye ait olacak. Ekonomik olarak yerli malzeme kullanmak bizim için de daha avantajlı. Data Hidrolik, Duratek ve Marincold gibi kalitesinden emin olduğumuz yerli markalarımızı müşterilerimize öneriyoruz.!

Tekne yaparken teknemizin yüzde yüz satılacağına inanıyoruz

 “Türkiye’de yat sektörü hızlı ilerliyor ama yeterli alt yapımız olmadığını da göz önüne almak gerekiyor. Daha da büyüdüğümüz zaman üste koyacağımız bina, sağlıklı olmayacaktır. Dünya ile rekabet etmekten bahsediyoruz ama, teknelerin boyanmasında hala oto boyacısı arayanlar var. Yüksek kalitede yat mobilyası yapacak birikime sahip firmalarımızın sayısı çok az. Kalifiye eleman sıkıntısı sadece serbest bölgeye özgü bir sorun değil. Mühendislik boyutunda yol alıyoruz, fakat ara eleman yetiştirme konusunda ilerleyemiyoruz. Ekonomik kriz bittiğinde herkesin aklının bir köşesinde tekne yaptırmak var. Siparişler birdenbire arttığında yatçılar olarak bu talebi karşılayacak yeterli kalifiye elemanımız yok. Mevcut mobilya, boya, ahşap tekne ustalarımızla artacak bu talebi karşılamada sıkıntı yaşayacağımız çok açık. Bu da işçilik ücretlerini aşırı tırmandıracak. Meslek yüksek okullarında yat imalatına yönelik ara eleman yetiştiren bölümlerin sayısı ciddi biçimde artırılmalı. Bir taraftan işsizlik olduğunu söylüyoruz ama yat yapımı gibi para kazandıran bir sektörde kalifiye elaman bulmada zorluk çekiyoruz.  Biz yat yapımında ucuz işçiliğimizle mesafe kaydettik.  Yakın gelecekte bu cazibemizi kaybetme tehlikesiyle karşılaşabiliriz. Şimdiden bu sorunu çözecek önlemleri almalıyız.”

Yaptığımız tekneleri charterda çalıştırma avantajına sahibiz. “Satamadığınız bir tekne, ikinci yılda ikinci el bir tekne konumuna geliyor. Charterda ise teknelerin yaşına değil, verdiği görüntüye bakılır. Bodrum’da yüz yaşının üstünde bir tekne,  her yıl charterda üç tur yapıyor. Charter portföyünün olması imalatta çok önemli bir avantajdır, satamadığınız tekneyi çalıştırabilirsiniz. Biz tekne yaparken teknemizin yüzde yüz satılacağına inanıyoruz.Eski ahşap teknelerin bakımı çok zordu. Ancak, bugünkü ahşap lamine sistemle yapılan teknelerin artık o sorunlu ahşap özelliği kalmıyor. Dört beş kat sargı yapılan bu teknelerin ömrü, çelik teknelerden bile uzun oluyor. Türkiye bunu yeni yeni öğreniyor. Ahşap tekne yapımında köklü bir geleneğimiz var. Bu sektörü daha ileriye götürmek için ahşap tekneleri daha iyi tanıtmamız gerekiyor.”

 

---

R E K L A M