22 Haziran 2011 | HABERLER 26. Sayı (Mayıs-Haziran 2011)

Türkiye’nin ilk ithalat Firması Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Åž., Yamaha & Marine Araçları bölümü ile denizcilik alanında faaliyet gösteriyor. Yamaha & Marine Araçları Satış ve Pazarlama Müdürü Orhun Åžentürk, bölümün lokomotif ürününün Yamaha Deniz Motorları olduÄŸunu belirtiyor…
Türkiye’nin ilk ithalat Firması Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Åž., Yamaha & Marine Araçları bölümü ile denizcilik alanında faaliyet gösteriyor. Yamaha & Marine Araçları Satış ve Pazarlama Müdürü Orhun Åžentürk, bölümün lokomotif ürününün Yamaha Deniz Motorları olduÄŸunu belirtiyor…
Türkiye’nin ilk ithalat firması Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş., 1911 yılında Burla Biraderler adıyla kurulmuş. Uzunca bir süre bu isim altında ticari faaliyetlerine devam eden firma, daha sonra gelişen ve değişen ticari hayat içerisinde isim değişikliğine giderek Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş. adını almış. Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş. çatısı altında altı farklı sektöre hitap eden altı farklı departman yer alıyor.
Firmanın denizcilikle ilgili departmanı, Yamaha ve Marine Araçları bölümü. Bölümün lokomotif ürünü ise Yamaha deniz motorları. Yamaha deniz motorları dışında farklı markalarda şişme botlar ve fiber tekneler pazarlayan Burla, farklı sektörlere hitap eden birçok dünya markasının distribütörlüğünü yapıyor.
İlk kez yaklaşık 45 yıl önce Yamaha’nın dıştan takma deniz motorlarının ithalatını gerçekleştiren firma, dünya genelinde de Yamaha’nın en eski 2. distribütörü konumunda. Dıştan takma deniz motorları pazarında son 3 yıla kadar lider olduklarını söyleyen Burla Makina Ticareti ve Yatırım A.Ş. Yamaha&Marine Araçları bölümü Satış ve Pazarlama Müdürü Orhun Şentürk, “Son 3 yıldır yeni markaların da pazara girmesiyle pazar payımızda bir düşüş söz konusu ama bizim verilerimize göre yine de liderliğimizi sürdürüyoruz” diyor.

Lokomotif marka: Yamaha
Yamaha ve Marine Araçları bölümünün lokomotif markasının Yamaha olduğunu belirten Şentürk, “Yamaha’nın dıştan takma motorları, içten takma motorları, deniz motosikletleri ve kar motosikleti bizim bünyemizde. Deniz motorlarında Yamaha dışında bir markamız yok ama deniz araçlarında farklı ülkelerden farklı markaların distribütörlüğünü sürdürüyoruz. Ukrayna’dan fiber tabanlı ve katlanabilir tabanlı şişme bot üreticisi Brig; İtalyan fiber tabanlı ve katlanabilir tabanlı şişme bot markası Alson; İtalyan şişme bot markası Capelli Tempest, fiber teknelerde yine bir İtalyan markası Rancraft ve Ukraynalı tekne üreticisi Seagull Cobra markalarının Türkiye satış-pazarlama faaliyetlerini ve satış sonrası hizmetlerini sürdürüyoruz. Tabi bunlarla birlikte, bu ürünlerle kullanılan yedek parçalar ve aksesuarları da pazara sunuyoruz” şeklinde konuşuyor.

Yamaha olarak en büyük avantajımız bayi ve servis ağımız
“Yamaha markası olarak en büyük avantajımız çok ciddi bir bayi ve servis ağımızın olması. Dolayısıyla satış sonrası hizmetlerde ve yedek parçada tartışmasız liderliğimiz söz konusu” diyen Şentürk, şöyle devam ediyor: “Beş sene önceye kadar yetkili servislerimiz bizden çok şikayetçiydi. Çünkü ürünlerimiz arıza yapmıyor ve bu nedenle de yetkili servislerimiz iş yapamıyordu. Bizim de münhasır bayilik ve servislik şartımız vardı. Tabi bunu biraz yumuşattık, diğer markalara da servis verebilme esnekliğini sağladık. Bu da bize şöyle bir avantaj sağladı; bozulan diğer markalar tamire geldiğinde, yenisi gerektiği zaman doğal olarak Yamaha’ya yönlendirildiler.”

Yetkili servislerimiz
Yamaha Teknik Akademisi’nden eğitim alıyor
“Yamaha’nın, Yamaha Teknik Akademisi denilen, bir eğitim birimi var. Biz bu eğitimleri tüm dünya ile paralel Türkiye’de de uygulamaya koyduk. Buradaki eğitimler sonucu yetkili servisler ve yetkili servis personelleri bronz, gümüş ve altın olarak sınıflandırılıyorlar. Şu anda en yüksek kademe gümüş. Biz de son 2 senedir gümüş kademesinde yetkili servislerimizde bu rütbeye erişmiş personeller çalıştırıyoruz. Buradaki amaç, satış sonrası hizmet servislerinin pazarlanması ve müşterilere standart bir hizmet kalitesinde servis verilmesi. Dünyada gümüş kademesine ulaşmış teknik personeli olan 5 ya da 6 ülkeden biriyiz. Özelikle Ortadoğu bölgesinde bunu yapan iki ülke var biri BAE biri de Türkiye.”

Yetkili servisle servis arasındaki fark maalesef bilinmiyor
“Yamaha Teknik Akademisi eğitimleri Yamaha tarafından mecbur tutulmadı. Çünkü ciddi bir maliyet de gerektiriyor ve kriz sürecinde bu baskıyı yapmadılar. Servislerimize bu eğitimleri aldırmak bizim tercihimizdi. Sadece biz değil dünyadaki hemen hemen bütün Yamaha distribütörleri bu uygulamayı yaptılar. Pazar içinde dıştan takma deniz motorları segmentinde çok ciddi bir rekabet ortamı var. Biz de bir farklılık yaratmak durumundaydık. Çünkü teknolojik olarak ürünler birbirine çok yakın. Ufak tefek farklılıklar var ama teknolojik olarak kullanılan malzeme belli. Tabi her markanın kendine göre bazı avantajları var. Bunlara ilaveten biz sadece ürünle değil, ürün kullanılırken karşılaşılabilecek olan sorunları da göz önüne alarak satış sonrası hizmetlerle de farklılık yaratmak istedik. Çünkü Türkiye’de maalesef, yetkili servisle servis arasındaki fark çok fazla ayırt edilemiyor. İnsanlar kötü bir tecrübe yaşamadıkça o ‘yetkili’ kelimesinin farkını anlayamıyor. Biz, her sattığımız ürün için mutlaka bir Yamaha Yetkili Servisi gözetiminde kullanılması, zamanında bakım-onarımın yaptırılması gerektiğini belirtiyoruz ki, garanti konusunda biz de müşterilerimize her zaman destek olalım.”

Yedi bölgede de varız
“Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, distribütörlük ve satış sonrası hizmet yeterlilik belgesi alabilmek için, 7 bölgede de yetkili servis bulunmasını şart koşuyor. Biz de 7 bölgede varız. Tabi, gerek yetkili bayi, gerek yetkili servis olarak ağırlıklı hizmet verdiğimiz bölgeler, Akdeniz, Ege ve Karadeniz kıyı şeridi. Bizim çıkış noktalarımızdan biri de, yetkili servislerimizin her yerde bulunması ki, müşteri bir ürünü satın alırken kendini güvende hissetsin. Türkiye genelinde yaklaşık 35 yetkili servisimiz ve 50’ye yakın yetkili bayimiz mevcut.”

Yamaha tüm üretimini Japonya’da yapmaya devam ediyor
“Yamaha dıştan takma motorların Türkiye’deki pazar payı bundan 10 yıl önce yüzde 40-42 idi. Şu anda ise yüzde 26-27 seviyesinde. Burla Deniz Araçları içerisindeki payı da yüzde 70’e yakın. Türkiye’deki pazar payımız özellikle son 3 yılda düşüş gösteriyor. Bunun birçok nedeni var ama en büyük nedenlerinden biri, maalesef fiyat dezavantajımızın olması. Rakibimiz olan markaların çoğu ki, bunların içerisinde diğer Japon markaları da var, genellikle ucuz işgücünün olduğu Çin, Vietnam, Endonezya, Tayland gibi Uzakdoğu ülkelerinde üretim yaptırıyorlar. Yamaha ise, ısrarla tüm üretimini Japonya’da yapmaya devam ediyor. Tabi bu işçilik ücretlerinin mukayesesini yaptığınızda fark ortaya çıkıyor.”

Bilinçli müşteri Yamaha’yı tercih ediyor
“Bunun yanı sıra Çin markaları da pazarda yer alıyor. Özellikle Japonya, Amerika ve Avrupa’nın birçok yerinde daha bilinçli, fiyata çok fazla odaklanmayan müşteriler Çin markalarına rağbet göstermiyorlar. Bizde ise, sezonun da kısa olması nedeniyle fiyat çok önemli bir kriter. Genelde amatör denizciler tarafından tercih edilen 25 beygire kadar olan motorlarda ciddi bir pazar kaybımız var. Ama 30 beygir ve üzerindeki ürünlerde sıkıntımız yok. Çünkü daha bilinçli, denizi bilen ve denizden para kazanan insanların tercih ettiği bu ürünlerde, dayanıklılık çok önemli. Sadece dayanıklılık değil, ürünlerimizin teknolojik üstünlüğü de var. Bilinçli müşteri dönüyor dolaşıyor, fiyat dezavantajımız olmasına rağmen yine Yamaha’yı tercih ediyor.”

“7’den 70’e Denize” projesiyle çocuklara deniz sevgisini aşılıyoruz
“Sosyal sorumluluk projesi olarak, son dört yıldır sürdürdüğümüz ‘7’den 70’e Denize’ isimli bir projemiz var. 8-13 yaşları arasındaki öğrencileri ebeveynleriyle birlikte, ebeveynden kastımız anne baba olmak zorunda değil, 2 kişilik bir takım oluşturacak şekilde 2 günlük bir eğitimden geçiriyoruz. Denizden güvenli bir şekilde nasıl yararlanabilirler, deniz güvenliği, dıştan takma motor nasıl çalıştırılır, şişme bot nasıl kurulur, nasıl şişirilir, denizde nasıl kullanılır gibi eğitimler veriyoruz. Amacımız bu projeyle öncelikli olarak deniz sevgisi aşılayabilmek. Çünkü maalesef toplum olarak sırtımız denize dönük yaşayan bir milletiz. Deniz sevgisini henüz çocukken insanlara aşılamak istiyoruz. Kesinlikle Yamaha markasını ön plana çıkarmak gibi bir hedefimiz yok, hedefimiz tamamen deniz kültürünü geliştirmek. Bu olduğu zaman zaten pazarımız büyüyecektir.”
“Çok güzel bir kıyı şeridimiz var, 70 milyonu aşan nüfusumuz var ama 1 yılda satılan dıştan takma deniz motoru sayısı yaklaşık 5 bin adet. 12 milyonluk Yunanistan’da satılan deniz motoru sayısı 12 bin. Paris’te deniz yok, oradaki bayiinin sattığı motor yılda 38 bin adet. Bu projeyi dört yıldır sürdürüyoruz. Keşke rakiplerimiz de yapabilse. Çünkü ne kadar çok yapılırsa o kadar çok insan faydalanabilecek, deniz kültürü o kadar daha hızlı gelişecek.”

Olumsuzluklar pazarın büyümesini engellemiyor, sadece yavaşlatıyor
“Son 2-3 yılda düzenlenen fuarlarda da gözlemlediğimiz üzere, birçok yabancı firma Türkiye pazarına yöneliyor. Çünkü Avrupa’daki pazar çok daraldı ve tıkandı. Açılmak zorundalar ve en büyük potansiyel de Türkiye pazarı. Dolayısıyla genişleme ve büyüme potansiyeli açısından Türkiye pazarı çok iyi ve cazip. Bu doğrultuda da denizcilik sektörünün ve bizim pazarımızın büyümemesinin imkanı yok. Tabi ki olumsuz noktalar da var ama bu olumsuzluklar pazarın büyümesini engellemiyor, sadece yavaşlatıyor.”

 

---

R E K L A M