16 Åžubat 2012 | YAPIMCI 30. Sayı (Ocak-Åžubat 2012)

2011 yılında yaptığı strateji deÄŸiÅŸikliÄŸi ile “Üç Seri Tek Çatı” konseptini hayata geçiren Vicem Yat, Vintage, Vulcan ve Vanguard serilerini, Antalya Serbest Bölge’deki üç ayrı tesisinde üretiyor…
2011 yılında yaptığı strateji deÄŸiÅŸikliÄŸi ile “Üç Seri Tek Çatı” konseptini hayata geçiren Vicem Yat, Vintage, Vulcan ve Vanguard serilerini, Antalya Serbest Bölge’deki üç ayrı tesisinde üretiyor…
Türk mühendisliği ve işçiliğini ileri teknoloji ile birleştiren Vicem Yat’ın tamamı Türk sermayesine ait. Tuzla’daki üretimini 2011 yılında Antalya’ya taşıyan kuruluş, Antalya’da toplam 15 bin metrekareyi aşkın alana sahip üç fabrikasında ürettiği yüzde yüz Türk işçiliği ile imal edilen yatlarını, aralarında Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İtalya, Dubai, İspanya, Fransa, Norveç, Yunanistan ve Bulgaristan’ın da bulunduğu çok sayıda ülkeye ihraç ediyor.
2003 yılından bu yana özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerine 150 adet satış yaparak, sektör için önemli bir satış rakamına ulaşan Vicem Yat, dünyanın en zorlu pazarlarından biri olan ABD’deki yüksek garanti ve servis şartlarını da en üst düzeyde karşılıyor. Firma, servis garantisinin yanı sıra, gövde için 5, teknik aksamlar için ise 2 yıl garanti sunuyor.
Vicem Yatları, kuruluşun Antalya’daki 6 bin metrekarelik C Ada, 6 bin 500 metrekarelik F Ada ve 2 bin 750 metrekarelik Yeni C Ada fabrikalarında üretiliyor. 2011 yılında yaptığı strateji değişikliği ile “Üç Seri Tek Çatı” konseptini hayata geçiren Vicem’de, Vintage, Vulcan ve Vanguard serilerinin her biri ayrı bir fabrikada üretiliyor. Vicem’in imalatını özel kılan bir diğer unsur ise, el işçiliği ve mühendisliğe verilen büyük önem.
Vicem Yat’ın Sebahattin Hafızoğlu tarafından kurulduğunu ve şirketin adının da Sebahattin Hafızoğlu’nun doğum yeri olan Rize’nin Fındıklı kasabasının Lazca adı olan Viçe’den geldiğini söyleyen Vicem Yat Pazarlama Direktörü Ali Tanır, firmanın kuruluş hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “Sebahattin Bey inşaat mühendisidir. Dünya motoryat piyasasının en önemli el yapımı ahşap yat firmalarından olan Vicem’in kuruluş öyküsü, bir tatil köyü inşaatı yapımı ile başlıyor. Bir arkadaşının ‘Böyle güzel bir tatil köyüne bir de gulet gerekiyor’ demesi üzerine Sebahattin Hafızoğlu müşterilerle birlikte kullanmak amacıyla 2 yıl süren bir çalışma sonucu 19 metre boyunda bir gulet yaptırarak otelde kullanmaya başlamış. Zaman içinde otelin satışı gündeme gelmiş; alıcılardan birinin, otel satışının tekne de birlikte olursa gerçekleşebileceği şartıyla ilk tekne otelle birlikte satılmış. Satılan teknesinde aklı kalan Sayın Hafızoğlu, kendisine ilk tekneyi yapan ekibe ikinci bir tekne daha yaptırmaya karar veriyor. Buna da müşteri çıkınca üçüncü tekne, dördüncü tekne derken 14 tekne yapılıp çok az kullanılarak satılınca, tekne işine daha profesyonelce girmeye karar veriyor ve Vicem’i kuruyor.”
Vicem’in, kuruluşunun ardından bir tasarımcı ile birlikte çalışmaya başladığını ve böylece kendi tasarım ekibini kurduğunu belirten Ali Tanır, “Vicem’in en büyük avantajı olan iç dizayn ve iç mobilya işçiliği ekibi de bu sırada kendiliğinden gelişiyor. Vicem Türkiye’de henüz kimsenin cesaret edemediği Luxury tekne üretimine başlıyor ve Amerika pazarına giriyor. Sebahattin Bey, Amerika’da fuarda tekneyi tanıtmaya çalışıyor ve görüyor ki, Amerikalı esasında iyi üretilmiş el yapımı tekneye hayır demiyor. Tek korkusu; ‘teknenin garantisini kim sağlıyor? Satış sonrası, gerektiğinde teknede yapılacak işlemleri kim yapıyor?’ Bu gibi sorularla karşılaşan Sebahattin Bey önemli bir karar alarak Vicem’in Amerika Ofisi’ni açıyor.” diyor.


Vicem Yat Pazarlama Direktörü Ali Tanır

Amerika’da Vicem güvenini oluşturmayı başardık
Vicem’in şu anda Amerika’da yaklaşık 120 teknesinin yüzdüğünü hatırlatan Vicem Yat Pazarlama Direktörü Ali Tanır, şöyle devam ediyor: “Amerika’daki mevcut 8 kişilik servisimiz dışında acil müdahale için de minimum dört marangoz, iki boyacı, iki polyesterci, iki teknik elemandan oluşan bir ekibimizin Amerika vizeleri her zaman hazırdır. Biz teknelerimize 5 sene gövde garantisi veriyoruz. Olmaz ama, herhangi bir problem olduğu zaman; Amerika Ofisi bize ‘bu teknede böyle bir problem var’ dediği zaman ve oradaki servisimiz de yetmeyecekse, ertesi gün bu ekibimiz uçağa biniyor ve 24 saat içinde Amerika’da oluyoruz. Bu sistemle Amerika’da Vicem güvenini oluşturmayı başardık.”

Yeni modeller gelmeye devam ediyor
“Bununla beraber Türk yatçılığı için o altın dönem başladı. Bizim tekne satışlarımız da arttı. Teknelerin range’lerinde değişikliğe gidildi. 92 Cruiser’la Cruiser seviyesine giriş yapıldı. Ve artık Vicem özellikle Amerika ve Avrupa’da bilinen bir dünya markası haline geldi. Bununla beraber firma kurumsallaştı. Line’larda çeşitliliğe gidildi. Klasik serilerimizin yanında Vulcan ismini verdiğimiz kompozit serilerimiz başladı. Kompozitte 46 metre ile süperyata giriş yaptık. Günümüze geldiğimizde de 32 RPH’imiz geliyor, 35 metremiz geliyor. Onun ardında 45 ayak yeni bir modelle süratli, açık diye tabir ettiğimiz ufak boy teknelere giriş yapıyoruz. Vicem emin adımlarla yürümeye devam ediyor.”

Bütün üretim Antalya’ya kaydırıldı
“Vicem’in merkez ofisi ve yönetimi İstanbul’da. Burada bir üretim tesisimiz vardı, ancak biz bütün üretimimizi Antalya’ya kaydırdık. İstanbul birçok şeyin merkezi; fakat bulunduğumuz tesislerden bir tekne yapıp denize indirmemiz oldukça maliyetli. Biz artık ufak tekne yapmıyoruz. Yaptığımız en ufak tekne 32-35 metre. Antalya Serbest Bölge’de halihazırda 2 tane fabrikamız zaten mevcuttu. Orada, hangarın kapısını açıyorsun, tekne dışarıya çıkıyor, 200 metre gidiyor, suya konuluyor. Bu kadar basit bir operasyon. Bunun üzerine biz Antalya’da 3. fabrikayı da satın aldık ve ‘3 seri tek çatı’ operasyonunu gerçekleştirdik. Artık bütün üretimimiz Antalya’da. İstanbul’da üretimimiz kalmadı denecek kadar az. Bütün marangoz ekibimiz, personelimiz de Antalya’ya taşındı. Oraya giden personelimiz de son derece memnun. İstanbul’un kaosundan sonra orayı çok sevdiler.”

Vicem’in bütün tekneleri el yapımı
“Vicem’in teknelerini incelediğiniz zaman, seri üretim olmadığını, bütün teknelerin el yapımı olduğunu görürsünüz. Soğuk kalıplama diyebileceğimiz ‘Cold Molded’ sistemi ile önce teknenin omurgasını kurup sonra gövdesini bağlayıp tamamıyla el yapımı tekne üreten bir firmayız. Bu yüzden ürünlerimiz bu kadar özel ve insanlar tarafından bu kadar beğeniliyor. Kalıptan üretim tek teknemiz 46 metre. O da zaten dünyada kalıptan üretilen en büyük tekne sanırım.”
“Teknelerimizin gövdesinde lamine ahşap malzeme kullanıyoruz. Tabii üzerine elyaf kaplayarak. Ahşap dışında yeni bir seri olarak kompozit tekne üretimine de başladık. Ama bu malzemeler dışında bir malzeme ile şimdilik üretim yapmıyoruz. Planlamamızda 50 metre üzeri sac tekne üretimi var.”

Avrupa’nın en büyük Cruiser’ı üretiliyor
“Antalya’da şu anda Avrupa’nın en büyük Cruiser’ını üretiyoruz. 107 Cruiser mart ayında suya inecek. Onun bir büyüğünün projesi de hazır, 107’yi bitirdikten sonra o gelecek. 46 metre teknemizin operasyonu ise devam ediyor. Mayıs ayı sonunda suya inecek, hemen arkasından kompozit serisinden 32 RPH suya indirilecek. Onun arkasından da sene sonuna doğru 35 metre tri-deck hazırlıkları var. Bir de eylül ayında Cannes Boatshow’la beraber dünya premier’ini yapmayı planladığımız ‘open sport’ serisine adım atacağımız teknenin üretimi devam ediyor.”

Bazı özel projelerde isim yapmış tasarımcılarla çalışıyoruz
“Vicem’in kendi tasarım ekibi var ve normal klasik teknelerimizin iç tasarımında kendi tasarım ekibimizle çalışıyoruz. Tasarımın avantajlarından biri, pazarlama. Özellikle tanınan önemli tasarımcılarla çalışırsanız, yeni girdiğiniz pazarlarda kabul görme şansınız da artıyor. Dolayısıyla biz de zaman zaman bazı özel projelerde böyle isim yapmış tasarımcılarla çalışıyoruz. Zaten tasarımcı ortaya bir konsept çıkarıyor, sonra işin çoğunluğunu yine bizim kendi ekibimiz yapıyor. Böyle olunca bizim tasarım ekibimiz de dünyaca ünlü tasarımcılarla omuz omuza çalışma imkanı buluyor.”

Vicem 25 kişilik teknik ekibiyle tam bir mühendislik firmasıdır
“Üretimimiz artık Antalya’da olduğu için bütün ekibimiz Antalya’da. Ama İstanbul’da da bir proje departmanımız var. Bizde her projenin başında bir proje ekibi var. 46 metremizin başında bir yabancı proje direktörü var; onun altında çalışan gemi inşa mühendisleri ve proje ekibi var. 107 için başka bir departman daha var. Dolayısıyla kalabalık bir grubuz. Yaklaşık 300 kişilik bir kadromuz var ve bunun yaklaşık 50 kişisini beyaz yakalı olarak adlandırdığımız mühendisler, gemi inşa mühendisleri ve mimarlar vs. oluşturuyor. Vicem 25 kişilik teknik ekibiyle tam bir mühendislik firmasıdır. Bunun dışında ufak tefek konularda taşeron da kullanıyoruz.”
“Pazarlamacı gözüyle bakarsam; bizim en büyük hedefimiz 46 metreyi bitirdikten sonra hemen ikinciye başlayabilmek. Ben 46 metrenin tasarımıyla, üretimiyle, getirdiği yeniliklerle Avrupa’da ödül kazanacağına inanıyorum. Diğer bir hayalim de 107’den sonra dünyadaki en büyük el yapımı Cruiser’ı üretmek. Tabi bunlar zor hedefler ama bir pazarlamacı hep enlerin peşinde koşar. Amacımız üretebildiğimiz kadar tekne üretmek, üretime devam etmek.”

Hedef Pazar, Avrupa ve Amerika
“2011 herkes için zor bir seneydi. Ama bizim şöyle bir şansımız vardı; bitirmeye konsantre olduğumuz 4 tane çok büyük projemiz vardı. Dolayısıyla biz üretime devam ettik. Zaten bir tersane veya bir fabrika için en önemli şey üretime devam etmektir. 2012’nin nasıl olacağını da pazardaki hareketlilik gösterecek. Çünkü Londra Boatshow’un çok kötü geçtiği, pazarın kötüye gittiği söyleniyor. Biz Türk firmasıyız ama Türkiye’ye çok sınırlı sayıda tekne satıyoruz. Dolayısıyla bizim esas işimiz Avrupa ve Amerika. Bizi ilgilendiren bu pazarları takip ediyoruz.”

Ortadoğu’ya ilk teknemizi sattık
“Ortadoğu pazarına ilk teknemizi sattık. Ben de geçen aylarda müşteri ziyaretine gittim. Yavaş yavaş onlar da bizim tarzımıza yaklaşıyorlar. Bizim için önemli bir pazar olduğunu düşünüyorum. Çünkü yeni 46-32-35 metrelerimiz onların hoşuna giden tarzlar. Fakat şöyle bir gerçek var: pazar o kadar daraldı ki herkes aynı hedefe koşuyor. Herkes aynı yere saldırıyor. Dolayısıyla burada işçilik, tasarım ve fiyat ortaya çıkmaya başlıyor. Ben bunlarda Türk üreticisinin avantajlı olduğunu düşünüyorum. Ve Türk üreticileri içerisinde bizim yerimizin de çok iyi olduğunu düşünüyorum.”

Türk firmalarının esinlenen değil, esinlenilecek firmalar olması lazım
“Türk yat inşa sektörü olarak bizim en büyük sorunumuz; ne yapıyorsak kendi kendimize yapıyoruz. Bence dünyada sınırlı sayıdaki kaliteli tekne üreten ve tekneciliği bilen ekiplere sahip ülkelerden biriyiz. Sektör olarak bir yerlere gelmek için çok çalışıyoruz. Müşteri açısından bakarsak; Türk müşterisi tekne alırken şuna bakıyor; ‘elimde şu kadar bütçe var, bu bütçe ile en büyük ne alabilirim?’ Türkiye’de bu zihniyete yardım eden firmalar da var. Bizim gibi büyük firmalara bakarsanız; bizim tasarım, ar-ge, proje, pazarlama departmanlarımız var. Tekneye başlamadan önce pazar araştırması yapıyoruz, rakiplerimizi inceliyoruz, o pazarda yerimizi nasıl konumlandırabiliriz diye bakıyoruz. Bir tekne suya indiği zaman onun arkasında büyük bir çalışma oluyor. Bunun fark edilmesi, elma ile armutun karıştırılmaması gerekiyor. Türk firmalarının esinlenen değil, esinlenilecek firmalar olması lazım. Biz de öyle bir firmayız.”

İstanbul Boat Show’un En Büyük Teknesi Vicem’den
İstanbul Boat Show 2012 Fuarı, 18-25 Şubat 2012 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Vicem Yat, Türkiye satış temsilcisi Deniz Yatçılık ile bu sene dördüncü kez katılacağı fuarda Salon 12, Stand 1207’de iddialı modelleriyle yer alacak. Vicem Yat V80FB modeli ile fuarın en büyük teknesini de sergilemiş olacak. 3.850.000 ABD Doları olan V80FB, 1 Master, 1 VIP ve 2 adet misafir kabini, geniş mutfak, geniş bir fly bridge ve özel tasarım mutfağa sahip.
Vicem Yat fuarda V80FB modelinin yanı sıra V71 CLASSIC ve V61 BAHAMA BAY modellerini de sergileyecek. 2012’de 20. Yasını kutlayacak olan Vicem Yat, fuarda yeni konseptini ve yeni projelerini de katılımcılarla paylaşacak.

 

---

R E K L A M