16 Nisan 2012 | YAPIMCI 31. Sayı (Mart-Nisan 2012)

2010 yılında gemi ve yat sektöründe Türkiye ihracat üçüncüsü olan Bilgin Yatçılık, Ä°stanbul Küçükçekmece’deki tersanesinde çalışmalarını sürdürüyor. Bilgin Yatçılık ÅŸu anda biri 40 metrelik ters burunlu motoryat, ikisi 48,70 metrelik klasik motoryat olmak üzere 3 teknenin yapımına devam ediyor…
2010 yılında gemi ve yat sektöründe Türkiye ihracat üçüncüsü olan Bilgin Yatçılık, Ä°stanbul Küçükçekmece’deki tersanesinde çalışmalarını sürdürüyor. Bilgin Yatçılık ÅŸu anda biri 40 metrelik ters burunlu motoryat, ikisi 48,70 metrelik klasik motoryat olmak üzere 3 teknenin yapımına devam ediyor…
İstanbul’daki birçok tekne üreticisi gibi, Bilgin Yatçılık’ın kökeni de Ayvansaray’a dayanıyor. Şu anda beşinci kuşak yöneticilerin görev yaptığı firmada, Ayvansaray’da sandal yapımıyla başlayan çalışmalar, bugün megayatlarla devam ediyor.

2002 yılına kadar Öziş Teknecilik olarak çalışmalarını sürdüren firma, bu tarihten itibaren Bilgin Yatçılık olarak yeni bir marka altında çalışmalara başlamış. Firma, 2002’den bu yana GIANT firması için fason olarak ürettiği teknelerle birlikte 30’dan fazla tekne üretimi gerçekleştirmiş.

Dört tekne birden teslim ettiği 2010 yılında, gemi ve yat sektöründe Türkiye ihracat üçüncüsü olan Bilgin Yatçılık, 2011 yılında da 45 metrelik Tatiana isimli tekneyi sahibine teslim etmiş. Bilgin Yatçılık’ın Küçükçekmece’de yer alan tersanesinde de şu anda biri 40 metrelik ters burunlu motoryat, ikisi 48,70 metrelik klasik motoryat olmak üzere 3 teknenin yapımına devam ediliyor.



Firma hakkında bilgi aldığımız Bilgin Yatçılık Genel Müdürü Mehmet Şengün, Bilgin Yatçılık’ın da diğer birçok firma gibi Ayvansaray’dan geldiğini hatırlatarak, “Ayvansaray’dan sonra yine Avrupa Yakası’nda daha küçük bir hangarda daha küçük boylarda tekneler yapıyorduk. Sonra Ataköy Marina’da 2 yeni inşa projemiz oldu. Bunun arkasından da yaklaşık 14 sene önce bugünkü bulunduğumuz yere geldik ve burada daha büyük teknelerin inşasına devam ediyoruz.” diyor.

Aynı anda 5 proje yapılabiliyor
Firmanın Küçükçekmece’de yer alan tersanesinin denize sıfır, 6-7 dönümlük bir alanda kurulu olduğunu söyleyen Şengün,  “İki tane kapalı hangarımız var. Bu hangarların birinde 35-40 metre arası iki tekne; diğerinde de 45-50 metreye kadar iki tekne kurabiliyoruz. Açık alanda da 50-55 metreye kadar tekne kurabilmeye müsait yerimiz var. Yani aynı anda 5 projenin üretimini yapabilecek alana sahibiz.” şeklinde konuşuyor.
Ahşap teknelerin üretimini tamamen kendi tersanelerinde yaptıklarını belirten Mehmet Şengün, “Çelik projelerimizi kabuk olarak Yalova’da ortaklık yaptığımız bir tersanede yapıp buraya getirdikten sonra geri kalan donatımına burada devam ediyoruz. Genel olarak ahşap ve çelik tekneler yapıyoruz. Kompozit tekneler için de yeterli altyapımız var.” ifadelerini kullanıyor.

3 Projenin yapımı devam ediyor
Tersanede şu anda 3 projenin yapımının sürdürüldüğünü söyleyen Mehmet Şengün, “40 metrelik ters burunlu (X BOW) bir motoryat ve iki tane de 48,70 metrelik klasik motoryat üretimi devam ediyor. Bunlar dışında da 65 metrelik, 45 metrelik ve 50 metrelik çelik-alüminyum projelerle ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. 40 metrelik ters burun motoryatı bir aya kadar denize indireceğiz. Mayıs ayında da teslim etmeyi planlıyoruz. Arkasından klasiklerden birini yine sezon başında suya indirip Cannes ve Monaco fuarına hazırlayacağız.” diyor.

Aynı müşterilere ikinci, üçüncü tekneyi yapıyor
Bakım onarım yapmadıklarını, sadece yeni inşa yaptıklarını; ama tersanenin durumuna ve işin büyüklüğüne göre, büyük refit işlerine de teklif verdiklerini belirten Mehmet Şengün, şöyle devam ediyor: “Bu sektörde işi yaptıktan sonra arkasında durmak, gereken ilgiyi-alakayı göstermek çok önemli. Yaptığımız teknelere, gerektiğinde nerede olursa olsun gidip, servis bakım hizmeti veriyoruz. Zaten müşterilerimizin bizi tercih etmesinin ve ilişkilerimizin çok iyi olmasının en önemli nedenlerinden biri de bu. Bunun göstergesi de aynı müşterilere ikinci hatta üçüncü tekneyi yapmamız.”

Avrupa’nın önde gelen tasarımcılarıyla çalışıyor
“Tersanemizde, taşeronlarla birlikte günlük 200’e yakın personel görev yapıyor. Boya, elektrik, borulama gibi konularda taşeron kullanıyoruz. Ama bunlar bizim yıllardan beri çalıştığımız, işini çok iyi yapan firmalar. Zaten bu konudaki en önemli kriterimiz düzgün, kaliteli iş. Tasarım konusunda da Avrupa’nın önde gelen tasarımcılarıyla çalışıyoruz.”

Siparişlerin yanı sıra hazıra da tekne yapıyor
“Siparişlerin yanı sıra, işlerimizin durumuna göre mutlaka iki senede bir hazıra projemiz oluyor. Şu anda yaptığımız 2 klasik teknemiz de hazıra yaptığımız tekneler. Fuarlara götürüp sergilemek istememizin yanı sıra tersanenin üretime ara vermeden çalışmalarına devam etmesi için hazıra yapmak da gerekebiliyor.”
“Yunanistan, Mısır, İngiltere, Amerika, Fransa, İspanya, Dubai gibi birçok ülkede teknemiz var. Ayrıca Türkiye’de de müşteri portföyümüz çok geniş ve halen görüşmekte olduğumuz müşterilerimiz var. Ancak son 6 yıldır inşa ettiğimiz projelerin hepsi de yurtdışına oldu.”

Müşteri en iyi kaliteyi en uygun fiyata istiyor
“Artık öyle bir döneme girdik ki, müşteriler hem en hesaplı, hem de en kaliteli tekneyi arıyorlar. Rekabet ettiğimiz Avrupalı bazı firmalar da fiyatları öyle noktalara çektiler ki, rekabet çok zorlaştı. Rekabet edebilmek için en iyi kaliteyi ve en uygun fiyatı vermeniz gerekiyor. Biz de bu konuda iddialıyız. Bu iddiamızın dayanağı da tecrübeli ve profesyonel bir kadroyla 4-5 projeyi aynı anda en iyi kalitede ve hızlı yapabiliyor olmamız.”

2012’den daha umutluyuz
“Dört tekne birden teslim ettiğimiz 2010 yılında gemi ve yat sektöründe Türkiye ihracat üçüncüsü olmuştuk. 2011’de ise Tatiana’yı teslim ettik. 2011 önceki yıllara göre daha durgun geçti. 2012’de de konuştuğumuz 2-3 ciddi projemiz var. 2011’e nazaran, 2012’den daha umutluyuz. Daha hareketli bir yıl olacağını düşünüyoruz. Ancak bizim de beklentimiz herkes gibi 2013-2014 yıllarının daha iyi olacağı yönünde.”

Daha büyük projelere imza atmayı hedefliyoruz
“Bilgin Yatçılık olarak en büyük hedefimiz müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak daha büyük projelere imza atıp yurtdışında ülkemizin en iyi temsilcilerinden biri olmak.”

“Türkiye’de yat inşa sektöründe durum şu an itibariyle pek iyi değil. Zaten dünya genelinde de geçen sene gördüğümüz fuarlardan yola çıkarak konuşursak, durum pek iç açıcı değil. Küçük teknelerde, yani 25 metreye kadar olan teknelerde piyasanın durumu gözler önünde; eski yoğunluğuna kavuşabilmesi zor görünüyor. Bu boylarda özellikle yurtdışından fahiş fiyatlara gelen ikinci el tekneler piyasayı çok kırdı. Büyük teknelerde ise kendimizden örnek vermek gerekirse; 2011’in sonuna kadar, krizden pek etkilenmemiştik; çünkü elimizde işlerimiz vardı. Onları yapmaya devam ettik ama 2011’in bitimine yakın  yavaş yavaş kriz yüzünü göstermeye başladı.”

Türk firmaları dünyada öne çıkmaya başladı
“Öte yandan Türkiye sektör olarak dünyada çok iyi yerlere geldi. Çok iyi tekne üreticisi firmalarımız var. Yurtdışı fuarlarda da görüldüğü gibi Türk firmaları oldukça öne çıkmaya başladı. Kalitemiz çok yüksek ve dünya standartlarında işler yapıyoruz. Artık dünyadaki imajımız 10 sene önceki gibi değil. Dünyanın neresinden gelirse gelsin müşterilerimiz çok iyi notlarla buradan ayrılıyor. Türk tersaneleri olarak güzel şeyler yapıyoruz, daha da güzel şeyler yapılacaktır.”

Türkiye’ye döviz getiriyoruz, önümüz açılmalı
“Tabi bir de işin teşvik kısmı var. Devletin bu sektöre desteğinin daha fazla olması halinde, daha iyi sonuçlar alınacağı kanaatindeyiz. Avrupa’ya baktığınızda yatçılık sektörüyle alakalı çok büyük imkanlar var. Bizde ise çok prosedür, çok engel var. Halbuki biz Türkiye’ye döviz getirmeye, istihdam sağlamaya çalışıyoruz biraz daha önümüzün açılmasını isteriz.”

“Sektördeki firmalar olarak, her şeyden önce kaliteli güzel iş yapmamız lazım. Çünkü yurtdışında Türkiye’yi temsil ediyoruz. Bugün bizim yaptığımız bir iş yurtdışında iyi bir izlenim oluşturursa bu Türk yat inşa sanayii için reklamdır. Ben birçok Türk firmasının yaptığı güzel işleri yurtdışında gördükçe gurur duyuyorum. Çünkü onlar hepimizin reklamı. Tabi bu konuda kötü örnekler de var. Yurtdışına giden sorunlu tekneler de Türkiye adına kötü reklam oluyor. Böyle tekneler gördük, bunlar Türk yat inşa sanayiini baltalıyor.”

 

---

R E K L A M