200x200 piksel Reklam Alanı
200x200 piksel Reklam Alanı

Deniz Araçlarının Sınıf landırması ve Yatlar

Deniz Araçlarının  Sınıf landırması ve Yatlar

13 Haziran 2012 | TEKNİK MAKALE
32. Sayı (Mayıs-Haziran 2012)

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aziz Göksel T. C. Maltepe Üniversitesi, Gemi ve Yat Tasarımı Bölümü Kurucu Başkanı
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Aziz Göksel
T. C. Maltepe Üniversitesi,
Gemi ve Yat Tasarımı Bölümü Kurucu Başkanı
SINIFLANDIRMA BİÇİMİNİN TANITIMI

“Günlük yaşamımızda kuruluşlarını (oluşturulmalarını) dilimize borçlu olduğumuz kavram düzenleri, öncelikle, veriler çokluğu içindeki ortak özelliklere yönelmekle ve genelinde tekil nesneleri sınıflar içine sokmakla meydana getirilir. Bu yüzden doğal dildeki pekçok sözcük, sınıflandırıcı kavramlar (sınıf kavramları) olarak karakterize olurlar. Sınıflandırıcı kavramlar, mantıksal içlem-kaplam ilişkisi temelinde, çeşitli içerme ve dışta bırakma bağlantılarına göre, nesnelerin ortak nitelikleri gözetilerek oluşturulurlar. Kavramlardan beklenen başlıca iki şey, en yüksek ölçüde genellik ve en yüksek oranda bildirişim sağlama olanaklarının bağdaştırılmasıdır”(Ströker). Sınıflandırıcı kavramların yüksek genelleme ve bildirişim güçlerine sahip olabilmeleri gerekmektedir.

Deniz araçlarının da içlem-kapsam ilişkisi, çeşitli taksonomiler yapılarak düzenlenmektedir. Bu araştırmada yapılan sınıflandırma; kavramsallaşma eğilimindeki artefaktların kendi aralarında gruplaşarak, başka gruplardan “işlev ve görüntü” olarak uzaklaşmaya başladıkları olgusu ve dil içinde oluşturdukları kendi sosyoküktürel şifreler dikkate alınarak yapılmaktadır. Deniz araçları konusundaki bazı teknik terim ve isimler iç mimarlık leksikonu içinde bulunmasa da, bu terimler; kendisiyle ilk kez karşılaşan bir okuyucu için, “çağdaş” işlevleriyle içi doldurulabilecek anlam depolarıdır.

Deniz araçlarını strüktürel bağıntıları açısından ele almak ise, deniz mimarisinin yüzyıllar içinde olgunlaştırdığı öznel biçim diline zaten yabancı olan tasarım disiplinleri için zorlayıcı olmuştur. Deniz yüzeyi ile ilişkisi, birbirinden değişik fiziksel koşullarda gerçekleşen deniz aracını, karina kesitine ya da uzunluğuna göre sınıflandırmanın; onu, “işleviyle ilgisiz” anlamlar yüklemeye hazır bir görsel metne dönüştüreceği açıktır. Bu sakıncanın yanında, tahrik sistemi temel alınarak yapılacak bir sınıflandırma, tasarım disiplinlerinin biçim-işlev ilişkileri odaklı pedeagoji geleneğine terstir. Araştırmada, bu nedenlerle, önce gemi inşaatı ve makineleri mühendisliği disiplinince yapılan taksonomi biçimlerinden “kabaca” söz edilmektedir. Daha sonra deniz araçları sınıflandırılırken, başat işlevlerine göre ayrı ayrı başlıklar altında toplanmaktadır.

1. Geleneksel Sınıflandırma

Tahrik Sistemlerine Göre Sınıflandırma

Bu sınıflandırmaya göre deniz araçları, kendilerine hareket veren tahrik gücüne göre sınıflandırılmaktadır. Hareket yeteneğini kazandıran bu sınıflandırma unsurları araç strüktürünü tamamen değiştirmektedir. Aracın donanımı ve gövde yapısı bu sınıflandırmaya göre şekillenmektedir. Başlıca tahrik sistemleri olarak; kürek, yelken, stim, su jeti, pervane ve nozül sayılabilir.

Gövde (Karina) Yapılarına Göre Sınıflandırma
Deniz araçlarının gövdeleri, kullanım amaçlarına göre değişiklik göstermektedir. Gövdenin su içinde kalan bölümünün hidrodinamik formu, tahrik sistemiyle birlikte, bir deniz aracının performansını en çok etkileyen yanölçüttür (Tablo 1, 2).

Ezici çoğunluğu tek gövdeli olan deniz araçlarının önemli bölümü de çok gövdelidir. Ancak yaygın olarak kullanılan tek gövdeli araçların bazı yetersizlikleri sonucu, hız ve stabilite üzerinde yoğunlaşan özel tasarım isteklerine göre farklı tipteki araç sınıfları ortaya çıkmıştır. Katamaran (iki gövdeli), trimaran (üç gövdeli), pentamaran (beş gövdeli) araçların yanında, kızaklı araçların bir bölümü de bu gruba dahil edilebilir (Resim 1). “Askeri amaçlı AMV (ileri deniz aracı) teknelerinden, kablo serme, yüksek süratli deniz otobüsleri, otomobil ferileri, okyanus araştırma gemileri, kıyı koruma tekneleri ve uzun mesafeli yolcu gemilerine dek katamaran uygulamalar bulunmaktadır”(İnsel). Bir başka araç sınıfı ise hava yastıklı deniz araçlarıdır. Deniz araçlarının, yapılarına göre sınıflandırılmasında karinaların kesitleri de dikkate alınmaktadır. Karinanın düz,“V” kesitli, yuvarlak ya da yumrulu (bulb) olması performans ve işlev açısından önemlidir. Denizel tasarım açısından önemli bir konu, bölmelendirme yaparken karinanın formudur. Araç boyu küçüldükçe, çok gövdeli -özellikle katamaran- araçlarda karina iç mekanı daralmaktadır. Ancak yerleştirme biçimleri çok çeşitli olduğundan tek karinalı araçlar ile çok karinalı araçlar arasında tam bir karşılaştırma yapmak zordur. Çünkü çok gövdeli araçlar, aynı boydaki tek gövdeli araçlara oranla çok daha büyük ve elverişli güverte alanları sunmaktadırlar. “Otomobil ferilerinde, eşdeğer tek karinalı araca göre % 100 daha fazla güverte alanı elde edilmektedir. Konteyner gemilerinde ise, gemi katamaran olarak yapıldığında % 50 daha fazla konteyner sandığı taşıyabilmektedir”(Papanikolaou).

İnşa Yöntemlerine Göre Sınıflandırma
Deniz araçlarının inşasında ahşaptan çeliğe, aluminyumdan CTP gibi kompozitlere kadar çeşitli malzeme kullanılmaktadır. Bu malzeme çeşitliliği doğal olarak belli başlı inşa yöntem ve tekniklerini oluşturmaktadır. Deniz araçlarının taksonomisini oluştururken başvurulan geleneksel bir yöntem de bu inşa yöntemlerini sıralamaktır.

2. İşlevsel Sınıflandırma
Genellemesi ve sınıflandırması en zor deniz aracı grubu özel amaçlı olanlardır. Ağırlıklı bölümü şahıslara ait işlik-dışı zaman (leisure) tekneleridir. Bu araştırmada, daha açıklayıcı olmak adına bu sınıf, topluca “yatlar” biçiminde genellenmektedir. Bu yöntem, toplumların sosyokültürel yaşam kalıplarına uygun düşen biçimde -ihmal edilebilecek kadar az sayıda farklı tipte özel amaçlı deniz aracı konseptlerini dışarıda bırakacak biçimde- gerçeği doğrudan doğruya karşılamaktadır. Hemen her toplumda özel amaçlı deniz araçlarına boy ve işlev gözetmeden “yat” deme kolaylığına kaçılmaktadır. Bu noktada, benzer işlevleri karşılayabilseler de motoryat-yelkenli ayırımı yapılmaktadır. Bu ayırımı yapmaya araştırmacıyı iten sebep, isimlerinin çağırıştırdığı gibi araçların farklı tahrik sistemlerine sahip olmaları değil, bu iki sınıfa yüklenen farklı sosyokültürel anlamlardır.

Motoryatlar
Bir yatın yelkenli mi yoksa motoryat mı olduğu ilk bakışta strüktürel ve proporsiyonel bir farklılık gibi görünebilir. Ancak, bu ayırımın deniz yaşamında derin bir yarılmaya işaret ettiği, çekinmeden söylenebilir.
Motoryatlar, çoğu kez, karadaki mimari işlevleri denizdekilerden soyutlayarak, denize kabul ettiren deniz araçlarıdır. Onları işlev, ana tahrik gücü ve yapılış yöntemlerine göre sınıflandırmak mümkünse de, bu araştırmanın niteliğine en uygun düşeni, onları boyları bakımından ele almaktır. Bazıları “V” tipi karinalarıyla yüksek hızlara erişmek için, bazılarıysa kısa süreli seyir (cruising) için tasarlansalar da; motoryatlarla motor-megayatlar arasında kavramsal bir “denkleşimli-benzeşim” (homo-analogie) ilişkisi olduğu yadsınamaz. Motoryatları, yelkenli yatın geleneksel anlamından saparak, teknenin ve deniz koşullarının elverdiği ölçüde karasal yaşamdan kısa süreli bir dışarı çıkış olanağı olarak değerlendirmek daha doğru olur. Motoryatlar, megayatlardan daha küçük, daha dengesiz, daha az lüks, daha az masraflı ve karaya daha bağımlı oluşlarıyla; onlarla aynı hiyerarşik düzende okunabilmektedir. Megayat konsepti, her ne kadar farklı anlam alanlarının kesişmesiyle ortaya çıkmış olsa da, ‘büyük motoryat’ olarak da akıllara gelebilmektedir. Boyutlarındaki değişikliklere karşın, yine de bu araçları; ‘sahibinin gücünü, denize ve insanlara kabul ettirdiğini’ belgeleyen iletişim tasarımları olarak değerlendirmek doğru olacaktır. (Resim 2, 3).
“Megayat alanındaki devlik (gigantism)eğilimleri son zamanlarda şaşkınlık verecek boyutlara ulaşmıştır. Ancak büyük bir yatı bekleyen bir olanaksızlık vardır; o da heryerde kullanılamamasıdır. 90 m bir yatın okyanus menzilli (ocean range) olduğu doğrudur. Ancak şu da doğrudur ki, bu yat Capri’ye ya da St. Tropez’ye giremez; ya da neredeyse başka birçok güzel ve müstesna yere giremez. Açıkta demir atarak ya da palamara, şamandıraya bağlanarak kargo gemilerinin arasında ticari bir limanda beklemek zorundadır” (Duodo).

Yelkenli Yatlar
“Yelkenliler (sailing yacht), deniz yaşamının retrospektif mirasına sahip çıkan ve “dişil özelliklerini” daha çok açığa vuran tekneler olarak değerlendirilmelidir. Denizde daha çok zaman harcayan, çoğu zaman yolcunun da mürettebat olarak bindiği yelkenli yatlar, eskiden ulaşım için kullanılan, terk edilmiş bir teknolojiyi kullanarak doğaya meydan okuyan tekneler olarak anlaşılmalıdır. Bu özellikleriyle onlara, herhangi bir şeyle savaşmayı seven insanların enerjisine ve aklına ihtiyaç duyan zahmetli teknelerdir denebilir (Resim 4, 5).
Yelkenli yatların iç mekanlarının, çoğunlukla yaşamaya elverişsiz olduğu gözlenir. Genellikle tümsek güverte (flushdeck) olduklarından, kamaraları sıkışık, ıslak hacimleri küçük ve tavanları basıktır. Kimi örneklerde, araç boyu büyüdükçe üstyapıların da yükselmekte olduğu gözlenirse de; bu hoş karşılanan bir durum değildir. İç ve dış mimari düzeninin uyumuyla bir yelkenli yat, kimi örneklerinde bir motoryatın sahip olduğu lüks ihtiyaçları karşılama iddiasında da olsa; lüks ve pahalı olmaktan çok, iyi yelken yapabilmek (sailing) amacına göre şekillenmektedir (ya da en azından öyle görünür). Yelkenli bir yat imgesinde görsel dengenin oluşmasında öncelik, yelken ve karina uyumundadır. Yarı deplasmanlı örnekleri olsa da genellikle yuvarlak karinalı olan yelkenliler, yüksek hızdan çok, uzun mesafeler katetmeyi amaçlayan denizci araçlardır. Yelken bastıkları zaman araç, iskele ya da sancağa doğru trim yapar. Yelkenli bir aracın rotası, rüzgarın esme yönüne göre belirlendiğinden, yelken açısı sürekli olarak değiştirilir; bu da yolun uzamasına ve trim yönünün değişerek seyir koşullarının zorlaşmasına neden olmaktadır. Özellikle küçük boylu yatlarda, yelken seyrini zorlaştıran bir etken de görüş açısının darlığıdır. İç mekan dümen tutmaya elverişsiz olduğundan, dümen kıçüstü güvertesinde konumlandırılır. Büyük ve çok direkli araçlardaysa, navigasyon donanımı ne kadar güçlü de olsa, yelkenler görüşü engellediği için, seyir fazladan mürettebat gerektirmektedir. Bu yüzden, ilginçtir ki yelkenli yatlar çoğunlukla yelken seyri yapmazlar. Yelkenli yatların, birçok zahmet ve zorluklarına rağmen; sırf denizde yelken seyri yapabilmek için, müzelik bir teknolojiyi de kullanmak amacına göre tasarlandıkları doğrudur. Ancak denizlere çok yakışan bu tasarım metinlerinin, yelkenlerini kapatıp dizel motorların gürültüsüne gömülmeleri, ya da bir marinaya saplanıp kalmaları, onları karikatürize etmekte ve göstergesel bağlamlarından koparmaktadır. Bütün bunların yanında, yine de açık güverteleri, yüksek direkleri ve alçak puntelleriyle ‘zor koşullara insan iradesiyle meydan okuma’ temasının egemen mimari düzenini oluşturduğu yelkenli yatlar; iktidar özleminden çok, macera tutkusunun ve bireyselliğin bir göstergesi olarak okunmalıdırlar”(Göksel).

Spor ve Eğlence Amaçlı Araçlar
Spor amaçlı deniz araçları çok genel hatlarıyla yelkenli ve motorlu olarak ikiye ayrılabilirlerse de; her iki tipe de birçok deniz aracı sınıfı ve yarışı mevcuttur. Gezi ve eğlence tekneleri ise özellikle turistik bölgelerde kullanılan tekneler ve deniz oyuncaklarıdır. Gezi amaçlı inşa edilenler oturma ve güneşlenme alanları olmakla beraber geniş güvertelere sahiptirler. Eğlence amaçlı olanlar ise amaca yönelik donanımlara sahiptir.

Kaynakça
  •  Duodo, Carlo Nuvolari. Design: Alcune Tendenze di Interni sui Mega Yacht. www.nautica.it/superyacht/490/design/interni.htm.
  • Duodo, Carlo Nuvolari. Supermegayacht. www.supermegayachts,%20www.nautica.it/superyacht/513/design/mega.htm.
  • Göksel, Mehmet Aziz. “Megayat İmgesi.” Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul: 2003.
  • Göksel, Mehmet Aziz. “CTP Malzeme ve Yat Tasarımında Kullanımı.” MSGSÜ İç Mimarlık Sanatta Yeterlik Dönem Ödevi, İstanbul: 2004.
  • İnsel, Mustafa. Design Techniques for Advanced Marine Vehicles. Handout I: Characteristics and Relative Merits of Advanced Marine Vehicle Types. The Specialist Committee on Safety of High Speed Marine Vehicles Final Report and Recommendations to the 22nd ITTC. Şubat, 2000.
  • Papanikolaou, Apostolos. Review of Advanced Marine Vehicles Concepts. D. Norwegian Maritime Technology Forum, Kasım 22-23, 2001.
  • Ströker, Elisabeth. Bilim Kuramına Giriş., Çev. Doğan Özlem, Ankara: Gündoğan Yayınları, 1995.
  • Ünlüsü, Cavit. Türkiye’de Mega Yat Yapımı. Gemi Mühendisliği ve Sanayimiz Sempozyumu, 24-25 Aralık 2004.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Yat Tasarımında DFMEA Uygulaması

EMRE ÖZEN, Doç. Dr. ŞEBNEM HELVACIOĞLU, Doç. Dr. AYHAN MENTEŞ İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi...
5 Temmuz 2018

Ponton Yatların Hidrodinamik Analizi

Bu çalışmada öncelikle ponton yatların küresel rekreasyonel tekne endüstrisi içinde hızla artan pazar payları dikkate alınarak tasarım özellikleri inc...
29 Aralık 2017

Ponton Yatların ABD Pazarına Dayalı Analizi

Küresel rekreasyonel tekne pazarının %75'i Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bulunmaktadır....
1 Aralık 2017

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.