İlkel Dönemden 21. Yüzyıla, Tekne Yapım Teknikleri ve Kullanım Esasları
Rönesans 2 Y. İç Mimar Elif Altın Kocaeli Ãœniv.Öğretim Ãœyesi Makalenin içeriğinde, Hansa Ligi birliği öncesi ve sonrası Akdeniz ve çevresindeki uygarlıkların gemi yapım tekniklerinin dönemsel gelişimleri başlıklar halinde irdelenmiştir. 1. Giriş Sömürgecilik ve beraberinde ticaretin gelişmesi açısından denizlerde yeni bir dönemin başlangıcı sayılan Rönesans’ta kullanılan büyük gemiler, 14. yüzyıldaki ticaret anlayışı ve savaş tekniği gereğince kullanılan gemilerin mekan kullanımı ve dümen kullanımı açısından gelişmişidir. Örneğin 13. yüzyılın ilk yarısından sonra yaptıkları ticarette İngiliz gemilerinin Venedikliler ve Cenevizlilerle; safir, zümrüt, karbon-kül gibi doğal taşlar, Asya’dan ipek ve mor (bir tür deniz canlısından elde edilen renk) Afrika’dan tarçın ve melisa, İspanya’dan altın, Almanya’dan gümüş gibi malzemeler aldıkları yazılı kaynaklarda belirtilmiştir. [1] Böylesine uzun süreli yolculuklar gerektiren deniz ticareti için çok güçlü yelkenler, pusula kullanımı ve yerleşim, denge açısından önem kazanmış baş ve kıç tarafı bombeli devasa gemiler üretilmiştir. Sandviç Mühür 1298 ve Dover Mühür 1284 2. 14. Yüzyıl Gemileri 14. yüzyıla gelindiğinde; bu tasarıma gemilerin kıç kısmına bir dümen ilave edilmiş ve gemilerin bazı bölümlerine ticaret gemileri başta olmak üzere özellikle kralların gemilerinde eklemeler yapılmıştır. Bu eklemeler gemilerin kıç kısmında kullanılan kuleler ve savaş gemilerinde kullanılan topların yerleşimi açısından genişletilen mekanlardır. Dönemin savaş gemilerine örnek gösterilebilecek Venedik kalyonlarında; çok sayıda topun ateşlenmesine olanak sağlayacak bir gövde şekli kullanılmıştır. Gövdede savaş esnasında kullanılacak silahlar, üst güverte üzerine ve küpeştelere monte edilmiştir. Daha sonraki savaş gemilerinde, pencere doğramaları küpeşte ile kesilmiştir ve üzerine tek tip silahlar montajlanmıştır. Bu tip Venedik kalyonlarına “Charnack” tipi kadırga denilmektedir. Böylece gövdenin taşındığı ağırlığa silahlarınki de eklenmiştir. Bunu taşıması için geminin form olarak daha uzun malzemelerden inşa edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Venedikliler silahların ağırlığı geminin ağırlığına eklenince boyuna uzatılan kalyonlarının enine genişletilmesinin problem yaratacağını düşünüp enine ve boyuna uzatılan gemi iç kirişleri kalyonun merkezine çakıştırarak statiğini sağlamaya çalışmışlardır. Güvertedeki tek yelken taşıyıcı direğin bu dönemde iki ya da üç olarak arttırılması, güvertede onlara ait bir yerleşim ve ilk kez yelken düşürücü uygulaması kullanılarak denizlerde yenilik sağlamıştır. 14. yüzyılın ikinci yarısından sonra özellikle Akdeniz’de ticaret yapan gemilerle birlikte kuzey ülkelerine ait gemilerde kalyonlardaki kıç kasarası ve kule/kale tipi yükseltiler kalıcı olarak inşa edilmiştir. [2] 3. 15. Yüzyıl Gemileri 15. yüzyılın büyük denizcilik gelişimine imzasını atan İngiliz Kral V. Henry (1413-1422); filosu için donanmasına farklı büyüklükte ve özellikte gemiler inşa edilmesini emretmiştir. Bu gemilerin sınıflandırılmasında kullanılan isimleri başlıca; “büyük gemiler”, “dişliler”, “karaka”, “gemi”, “duba”, “ballinger” tipleridir. Her birinin sınıflandırmaya dayalı; en büyüğü 600 ton, en küçüğü olarak (mavna tipi) 100 ton ağırlıkta olduğu, İngiliz Kraliyet donanmasındaki listede (1420) kayıtlı bulunmaktadır. Christopher Colombus (1492), Santa Maria Caravellası Christopher Colombus (1492), Santa Maria Caravellası plan ve kesitleri Bu kadar ağır ve geniş gemiler inşa edilmesine rağmen iç mekan tasarımlarında ev tipi yerleşim imkanı olmadığı için Kral Henry; bu tip ihtiyaçların karşılanması açısından Hollanda ve Zelanda’dan ülkesine kiralık gemi ihraç etmiştir. Dönemin ticaretinin gelişmesinde, keşiflerden çok gemilerinin gücü ve ağırlığı işlev gördüğü için; yapılan savaşlarda kazanılan zaferlerde kazanç, kaybeden ülkelerin devasa Karaka tipi gemileri olmaktadır. Bu sayede diğer ülkelerin gemilerinde görülen yeni gemi inşa- yapım teknikleri öğrenilmiştir. İngiliz gemilerinin daha da gelişmiş şekli; Kral II. Richard dönemine kıyasla daha fazla güçlü ve kıç kasarasına sahip gemilerin inşa edildiği Kral VI. Henry (1430-35) dönemindedir. Bu gelişmeler devam ederken Portekiz gemileri İngilizlerin kullandığı navigasyon yöntemiyle Afrika kıyısındaki bir adayı ve Doğu Hint Adalarını (1446), Gine ile Cape Verde adalarına altı adet Caravella tipi gemiyle yolculuk yapılarak keşfedilmiştir. Bu durum Portekizliler ve Gine yerlileri arasında sıkı ticarete (1481) yol açarken, 1497’de Vasco da Gama keşfiyle ikiye katlanmıştır. Vasco da Gama'ya ait gemi İngiltere’de IV. Edward zamanında keşifler ve yapılan savaşlar sonrası, çok sayıda devasa gemi ve ticari mallar ele geçirilmiş, diğer ülkeler için bu durum önemli bir darbe haline gelmiştir. Bu nedenle ortaklaşa bir pay alma gerekçesiyle tüccar devletlerden; Danimarka, Britanya, Castilla, Burgundy, Fransa, Zelanda ve Hansa Ligi ile ticari anlaşmalar ve ortak kullanılacak deniz yolları oluşturulmuştur. Gemi tasarımlarındaki bir sonraki adım, VII. Henry’nin döneminde yani 15. yüzyılın diğer yarısında savaş gemisinin; borda üzerine monte edilmiş dört adet silahı, güvertede dört direği, pruva ve geminin yapısının bir parçasını oluşturacak oldukça sağlam bir kasarası vardır. Döneminde ilk kez görülen gemilerinde; yolculuk eden halk ve memurlar için, oldukça lüks konaklama imkanı sağlayan güverte tasarımları yapılmıştır. Gemilerin yelkenleri çok büyük boyutta oldukları için göze hitap eden süslemelerle donatılmıştır, bu yaklaşım en erken modern tip gemilerini oluşturmaktadır. VII. Henry (1485-1509) döneminde lüks yerleşimli gemilerin dışında navigasyon ve ticarette de yeni gelişmeler olmuştur. Afrika’nın çevresinde Hint Adalarına doğru yolu bulmak isterlerken Ümit Burnu keşfedilmiştir. Birkaç yıl sonra da Christopher Colombus (1492) batıya Hint Adaları’na üç büyük, bir küçük gemiyle (Santa Maria Caravella’sıyla) ulaşmaya çalışarak Amerika’yı keşfetmiştir. Santa Maria Caravella’sına baktığımızda (1892-93 yılları arasında tekrar inşa edilen model örneğiyle), diğer üç gemiden daha geniş olduğu bilinmektedir. Dönemindeki çoğu gemi gibi ana güverte üzerinde yarım ve çeyrek desteklerden oluşan, oldukça sağlam bir kıç yapısı ve geniş kasarası, bulunmaktadır. Ön ve arka direkleri hileli, ana yelkeni kare olmak üzere üç yelken direği vardır, gövdesi dışa dönük dikey ve boyuna ahşap kirişlerle güçlendirilmiştir. [3] İspanyol kaşiflerden sonra, İngiliz kaşif olan John Cabot, 1497 yılında Amerika’ya seferler düzenlemiştir. 24 Temmuz 1497 tarihinde Vasco da Gama Hindistan’a ulaşmak umuduyla Ümit Burnu’nu “San Gabriel”, “San Raphael” ve “Birrio” adlı şarap-maden gibi yükleri taşımakla görevli kargo gemileriyle keşfetmiştir. Caravella’larının genel özelliklerinde; dört yelken direği, yüksek kıç, kule, geniş ambarlar yer almaktadır. 4. 16. Yüzyıl Gemileri 16. yüzyılın diğer ticaret gemilerinin stili Venedik, Cenova ve Portekiz ülkeleri arasındaki rekabetten oluşmaktadır. Ceneviz Karakaları ve diğerleri ortalama 1,600 ton ağırlığında iken; Portekiz’inkiler oldukça yüksek kıça sahip ve günümüz tankerleri kadar uzun kirişli, çok perdeli ve çok sayıca küreklisi olan 600-700 yolcu taşıyabilecek, pirinç (metal) gibi değerli, mühimmat gibi ağır yükleri ambarlarında depolayacak niteliktedirler. 16. yüzyılın sonunda devasa savaş ve ticaret gemileriyle adından söz ettiren İngiliz Kraliçesi Elizabeth döneminde; farklı asker tiplerine ve denizci adedine göre sınıflandırılabilecek çok sayıda hantal ve gösterişli kalyon ve kadırga yapılmıştır. İspanyolların tahribat vermek açısından oldukça önemsedikleri bu gemilerin gövdeleri yangın güvenliği açısından oldukça savunmasızdır. Dönem içerisinde ağırlık -silah taşıma- boyut farklılığı açısından çok sayıda gemi üretilmiş ve ticari seferler düzenlenmiştir. Kraliyet donanmasına ait 600 civarında meşeden yapılma Mary Rose adlı devasa gemide iç yerleşim kabinleri bulunmakla beraber, silah-mühimmat hangarının bulunduğu kısım suya çok yakın inşa edilmiştir. [4] Kalyondaki üç kürek sistemi Başka tür savaş ve taşıma gemisi olarak inşa edilen gemiler Venedik kalyonlarıdır. 1571 yılında İnebahtı savaşında Adriyatik denizinde rol alan Venedik, İspanya, Papalık devletleri ve Osmanlılara ait gemiler; birbirini denizlerde karşılamak -çarpışmak (savaşmak)- amaçlı farklı türde gemiler inşa etmişlerdir. Örneğin Batı ve Doğu arasında büyük bir güce sahip olan Osmanlıları karşılamak amaçlı (karşıt güç olarak su üstünde 208 kadırga ve 6 kalyona sahip direnişte) Venedikliler, ellerindeki filoların bordalarının üzerine 50 den fazla silah taşıyan üst güverteler ve 3 direk sistemi inşa etmişlerdir. İne bahtı savaşı (1571) için Venedik kadırgaları; 42 metre uzunluğunda, 5,1 metre genişliğinde, kürek çerçevesi 6,7 metre kadar, 140 ton ağırlığındadır. Büyük amiral gemileri ise bu ebatlardan daha geniş, 46 metre uzunluğunda, 5,5 metre genişliğinde, kürek çerçevesi 7,3 metre kadar, 180 ton ağırlığındadır. Standart kadırgalarında iç yerleşimde bir bankta üç kürekçi olmak üzere 24 kürek bankı vardır. Mürettebat genellikle 10 adet memur, 65 denizci, topçuları ve diğer personelle birlikte 138 kürekçiden oluşmaktadır. Düzenli kadırgada 50 kiloluk topların yanı sıra bodoslamada 4 adet hafif top ve 4 adet hareketli silah taşınmaktadır. Genel açıdan bakıldığında kalyonlar aslında Akdeniz savaş gemileridir ve 50 kadar silah taşıyabilmektedirler. [5] İngiliz Kraliyet donanmasına ait Mary Rose (1520) ve onun içi İlk Türk gemileri Çaka Bey komutasında 33 yelkenli ve 17 kürekli gemilerle Ege kıyılarında Bizans ve küçük krallıklarla mücadele etmiştir. Osmanlıların 14. Yüzyıldan itibaren denizlerdeki mücadelelerinde; filolar ve tersanelerin kurulması Yıldırım Beyazıt, bunların Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında genişlemesi Fatih Sultan Mehmet, Marmara ve Çanakkale Boğazının kontrolünü sağlamak amaçlı Marmara denizi kıyılarına kurulan tersane ve filo tesislerinin yapımı Yavuz Sultan Selim döneminde olmuştur. Osmanlı gemi yapım tekniği, İspanyol (gökeler-caggas-kola’lardan), Venedik (kalyonlarından) ve Ceneviz (kürekli savaş gemilerinden) gemilerinin yapım tekniklerinden esinlenerek oluşturulmuştur. II. Beyazıt döneminde Antalya’dan İzmir’e kadar uzanan sahil şeridinde korsanlık yapan grupların devletin hizmetine alınmasıyla gemi şekillenmesinde yeni teknikler ve çalışan kesim grupları oluşturulmuştur. [6] “Bu devirde gemide kaptan, vardiyan, kürekçi, cenkçi, topçu ve ayrıca yardımcı sınıf olarak marangoz, demirci ve kalafatçı bulunurdu, ve bunlara ‘tersane halkı’, cenkçilere ise ‘azep’ denilirdi. Bunlardan başka kürekçiler de vardı. Gerek sancakların birleşmesiyle kurulan eyalet gemileri, gerekse de Bey gemileri tersane halkını ve donanma ihtiyacını teşkil ediyordu. Bu gemilerin askerlerine ‘Levent’ denilirdi. Daha sonraları ‘Kalyoncu Sınıfı’ kuruldu. Zamanla Reis deyimi Kaptan’a çevrildi. Donanma komutanına ‘Kaptan-ı Derya (Derya Kaptanı) denildi ve Barboros’tan sonra unvan Beylerbeyi olarak değiştirildi.” [7] Osmanlı Amirali Piri Reis'in Atlantik Okyanusu ve Amerika Kıtası'nı gösteren Dünya Haritası (1513) “Avrupa keşifleri yaşarken, Türkler Akdeniz’de ‘kadırga’ kullanmayı sürdürmüşlerdir. Kadırga, kalyondan sonra önemini kaybetse de Osmanlı donamasında uzun yıllar kullanılmıştır. Tam boyu 50 metre, ana posta boyu 6 metre olan kadırga; kıç kısmında bir köşk yer alan dar, hafif uzun bir deniz aracıdır. 25 oturaklı ve 49 kürekli olan kadırgalarda her küreği 4-5 kişinin çektiği ifade edilmektedir. Gabya ve pruva olmak üzere iki direkli bu teknelerde küreğin yanı sıra Latin yelkeni de bulunduğu ve yelkenle hareket eden kalyonlar artınca da, kadırgaların yavaş yavaş denizlerden çekildiği belirtilmektedir.” [8] İstanbul’un fethinden sonra denizlerde etkin güç olarak Mısır’ın fethinde (1517) Oruç Reis; Malta çıkartmasında Muslihiddin Reis (1522); Dalmaçya, Hırvatistan, Slavonya, Bosna fetihlerinde ve İspanyol filolarının püskürtülmesinde etkin rol oynayan (1529) Salih Reis, Aydın Reis; Akdeniz’de özellikle Preveze Deniz savaşında, zaferden zafere koşan (1538) Barbaros Hayrettin Paşa; Kuzey Afrika ve Hint Okyanusunda 22 adet filosuyla doğudaki genişlemeyi sağlayan Hızır Reis (1569); Kıbrıs, Tunus gibi değerli toprakların fethinde Turgut Reis (1574); Libya (1551), Fas ötesi Cebelitarık Boğazı kıyılarının ele alınışı (1553) yine Salih Reis; çok sayıda teknik çizim ve haritada imzası bulunan Matrakçı Nasuh Efendi (Toulun işgali, 1544) gibi şahsiyetlerin faaliyetleri tarihin değerli sayfalarında yer almaktadır. [9] Sonuç Ortaçağ denizcilik anlamında; Antik dönemdeki Fenikelilerin keşiflerinden sonra keşifler ve savaş teknolojilerini kullanılan gemilerin geliştirilmesi açısından önemli bir çağdır. Bir sonraki yüzyılda; geçmişte kazanılan zaferlerde elde edilen, farklı yapım tekniklerine dayalı gemilerin başka medeniyetlerin eline geçmesiyle nasıl birer savaş makinesi haline geldiklerini inceleyeceğiz. Kaynaklar: [1] Westminster Matthew, Catholic Encyclopedia, New York: Robert Appleton Company. 1912 [2] The History of Herodotus,” çeviri: G. C. Macaulay, M.A. 1890. Vol. i. s. 157 [3] The Worlds of Christopher Columbus. Cambridge University Press. 1992. pp. 143–145. ISBN 978-0-521-44652-5. [4] Marsden (2003), s. 2–5; Maria Hayward, “The Flags, Fabric” in Knighton and Loades (2000), s. 31–33 [5] Jan Glete, “The Oared Warship” in Gardiner & Lavery (1992), s.98 [6] Güleryüz, A. ‘Kadırgalardan Kalyona Osmanlıda Yelken, Mikyas-ı Sefain’, İstanbul 2004 ve Bostan,İ: ‘Kürekli Yelkenli Osmanlı Gemileri’. A.Ş. İstanbul, 2005 [7] Atalay, A. ‘Yüzer Mekanlarda Yaşam Çevreleri ve Tasarım İlişkisi’, Yüksek Lisans Tezi T.C. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İç Mimarlık Ana Sanat Dalı, 1995 [8] Göksel, M. ‘Deniz Aracı Tasarımında İç Mimarlık Disiplininin Sınır Geçişleri ve İnterdisipliner Görünümlerinin Değerlendirilmesi’ Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İç Mimarlık Anabilim/ Ana sanat Dalı’nda Sanatta Yeterlik Tezi, 2006 [9] Murphey,R. Ottoman Warfare 1500-1700, 1999, s.23 ve Peter Malcolm Holt, Ann K. S. Lambton, Bernard Lewis The Cambridge history of Islam 1977 Ä°lginizi çekebilir... Yat Tasarımında DFMEA UygulamasıEMRE ÖZEN,
Doç. Dr. ŞEBNEM HELVACIOĞLU,
Doç. Dr. AYHAN MENTEŞ
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi... Ponton Yatların Hidrodinamik AnaliziBu çalışmada öncelikle ponton yatların küresel rekreasyonel tekne endüstrisi içinde hızla artan pazar payları dikkate alınarak tasarım özellikleri inc... Ponton Yatların ABD Pazarına Dayalı AnaliziKüresel rekreasyonel tekne pazarının %75'i Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bulunmaktadır.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.