İlkel Dönemden 21. Yüzyıla, Tekne Yapım Teknikleri ve Kullanım Esasları - 17. Yüzyıl
Y. İç Mimar Elif Altın Kocaeli Ãœniversitesi Öğretim Ãœyesi Makale genel hatlarıyla; 17. yüzyılda gelişen silah teknolojisi ve silah taşımacılığına yönelik tasarlanmış gemi yapım tekniklerini içermektedir. 1. Giriş On altıncı yüzyılın sonlarından itibaren askeri malzeme üreticileri belli başlı bir hiyerarşik sisteme göre yayılmıştır. Bu sistemin, ilk tasarlayanlardan son elde edene kadar birkaç adımda yayılma dalgası olduğunu düşünürsek; bir icat dalgasından sonraki adımda üreticilerin yaptıkları tasarımlarıyla diğer devletlere bu yapımı yayması, son adımda elde edilen yapım teknikleri ile üretilen yeni bölgeye ait genel özelliklere yeni tekniğin adapte edilmesi yani bir anlamda bazı özellikleri kopyalayıp yeniden yapılmasıdır. 1.1 Savaş Teknolojisine Genel Bakış 15. yüzyılın başlarında barutun bulunması ile başlayan askeri malzeme üretimi, 17. yüzyılın ortalarında hemen hemen tüm dünya devletlerine yayılmıştır. Bu dönemdeki ilk silah üretim merkezleri İngiltere ve yakındaki ülkelerle, kısa süreliğine İsveç olmuştur. O dönemde; malzeme üretimi ve silah tasarım sürecinde elde edilen yapım tekniğinin yeniden uyarlanması açısından bakıldığında; “topun bir kalıp içine dökülerek yapılması yerine ortasının delinerek açılması (ki bazı gemiler bu nedenle güvertelerinde çok sayıda kablo barındırmıştır), fitilli çakmaklı-ateşli tüfekler yerine çakmaklı tüfekler (18. yüzyıla ait bir gelişim) ve hafifletilmiş sahra topları- arabaları gibi yenilikler sayılabilir.” [1] Dönemin dünya çapında silah üretim tekniklerine genel olarak bakıldığında; “Milan, Venedik, Cenova ve Brescia 15. yüzyılın ilk yarısında birinci seviyeden (icat eden) üreticilerdi, fakat yüzyılın ikinci yarısında yavaş yavaş gerilediler. 1500 yılında Milan top ithal etmekteydi ve 1606 yılında Venedik donanmasının yarısı yabancı tersanelerde inşa edildi. Her ne kadar İtalyan üreticiler ikinci seviye üreticiler (var olan tasarımı elde edip çevresine yayan) seviyesine düşmüş olsalar da kayda değer silah satıcıları olarak kaldılar. 1450 ve 1650 yılları arasında İsveç, Rusya, Fransa, İspanya ve Osmanlı Devletine göç eden vasıflı işçiler teknolojik yayılmanın temel mekanizmasını oluşturmuşlardır. Fransa, Rusya ve İspanya yeni gelenler arasından ikinci seviyeye (tasarımı elde eden) ulaşmayı başarmışlardır.” Osmanlı donanması için 1450-1500 yılları arasında İtalya önemli bir destek kaynağı olmuştur. 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Osmanlılar üçüncü dereceden üretici (var olan tasarımı kendi tasarımlarına uyarlayan) yani kendi kendine yetebilecek seviyede üstün güç konumundadırlar. [2] 2. Barok Savaş teknolojilerinin etkin olduğu bir dönem olan 17. yüzyılda; mekanda algı ve süsleme tekniği açısından da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Geç Rönesans olarak da anılan, yüzey ve ince süsmelerde kendini gösteren, erken Rönesans’tan ve Roma’dan aldığı motiflerde tarihçilerin mobilya ile mekan süslemelerinde boşluk korkusu olarak tanımladığı bir stildir. Saray ve ev yaşamı için farklı niteliklere sahip olan bir süsleme stilidir, dönemin aristokratları için sezonluk evler revaçtadır, bu nedenle iç mekanlarda ortaçağdaki gibi taşınabilir mobilya anlayışı yerine, odalara ve dolayısıyla ev tiplerine özel dönemsel algıyı yansıtan mobilyalar yapılmıştır. [3] 2.1 Barok Mobilyalar “Barok stillerinin etkileri hemen her ülkede eş zamanlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Barok mobilyanın başlıca karakterleri arasında üst görünüşlerde genellikle dairesel dönüşlü köşeler, ön ve yan görünüşlerde içbükey, dışbükey yüzeyler natüralist özellikte çok süslü kıvrımlardan bahsedilmektedir. Bu stilde formun bütününden çok detayların ayrı ayrı birer birey olmalarına özen gösterilmiştir. Tıpkı dönemin iç mekan tasarımlarının duvar ve tavanları gibi, mobilya yüzeyleri de boş yer bırakılmaksızın çeşit çeşit süslemelerle doldurulmuştur” [4]. Dönemin mekânsal algıyı zenginleştiren bazı önemli mobilya stilleri vardır. Bunlar; Louise Stili: Gösterişin, abartılı ihtişamın bir sembolü olan ve tüketimde, müsriflikte aşırıya kaçan bir yaşam anlayışıyla mimaride ve mobilyada da etkilerinin görüldüğü stilde, dönemin yüksek zümresi kralların seçimleri ön plandadır. Onların kullandığı mobilya türleri ve sembolleri bir süsleme motifi olarak kullanılmıştır, örneğin; kralın sembolü olan “kirpi”, kraliçenin sembolü olan “hermine” Barok stilde en çok rastlanan sembollerdendir. Uzak ülkeler ve sömürgelerden faydalanarak elde edilen kültürel zenginlik mobilya ve iç mekan tasarımlarında oldukça gösterişli çeşitlenmelere vesile olup, Versailles Sarayını bu konuda bir simge haline getirmiştir. Louis stili; simetri, yaldızlı ahşap ve eski Roma motifleriyle üç temel süslemeyi içermektedir. William ve Mary Stili: Felemenklerden İngilizlere geçen barok süsleme sanatı ve mobilya özellikleri bu stille anılmıştır. Fransa’ya kıyasla daha geniş mekanları olan İngilizlerin, mobilyaları daha küçük, hafif, daha az gösterişli, sade, rahat ve işlevsel niteliktedir. Kraliçe Anne Stili: Kraliçe Anne’in I. George’un tahta çıktığı dönemdeki mobilya özelliklerinde Barok’un en sade - insan vücut kıvrımlarına en uygun nitelikte üretilmesi ve mobilya ayaklarında içbükey kıvrımlar yaparak ince bir sütun gibi yükselmesi, dönemin özelliğidir. Gemi yapımcılığında bu stiller oymacılık işçiliği ve kamara yerleşimlerinde kendini göstermiştir. 2.1.1 Barok Yüzer Mekanları Kristof Kolomb’dan 50 yıl önce Zheng He isimli Çinli kaşif, yeni keşifler yapmak için 130 metre uzunlukta 70 gemiyle, dünya turuna çıkmıştır. İberya’da da Karaka ve Caravella gelişince, Kolomb’un keşfiyle, tüm Avrupa’da ticaret rotaları değişmeye, gelişmeye başlamıştır. Hollanda, İngiltere, Fransa; Portekiz ve İspanya’nın Pasifik Okyanusu üzerindeki, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya kadar uzanan ticaret yollarının farkına varmışlardır. Bu sayede 1650’lere gelinince 16.000’den fazla ticaret gemisi üretilmiştir. [5] 16. yüzyılın önemli gelişmelerinden biri Kraliçe Elizabeth’e ait İngiliz donanmalarına direnç göstereceği düşünülerek 1588 yılında yapılan İspanyol kadırgalarıdır. Dönemin yapım tekniğine göre bir donanma öncesi yapılabilecek araçlar; en az 132 adet taşıyıcı gemi niteliğinde olan yapımdan 4 tanesi devasa kalyon ve kadırga olabilmekteydi. Filoların oluşturulmasında kullanılacak gemilerde aranılan ilk özellikler olan silah-mühimmat ve çok sayıda denizci mürettebatı ile onların barınacakları yerleşimle ihtiyaçlarının karşılanacağı depolar için ortalama 1249 ton taşıyabilecek gemiler inşa edilmesidir. Dönemin tüccar gemilerinde tonlarca yük taşıyacak ağır ve hantal gemilerin genişliği ve yüksekliği yanında uzunluk açısından sınır noktalarda değerlendirilmiştir. Ortalama bir İspanyol gemisinde; 22 adet monte edilmiş silah (ağır toplar ve ateşliler), 231 adet denizci ve askeri ekip taşınması hesap edilmekte iken, eski lordlara ait kalyonlarda bu hesabın gemi yüksekliği değiştikçe silah taşıma kapasitesinin artışıyla değiştiği gözlemlenmektedir. İspanyol gemilerdeki boyut genişletme ve yeni boyuta göre gemi yerleşiminde değişiklikler yapılması İngiliz donanma gemilerinde de yenile gidilmesini sağlamıştır. İngilizlere ait İspanyol tekniğiyle üretilen tüccar kalyonlarında 400 ton taşıma kapasitesinin yanında 160 adet erkek mürettebat taşınmaya başlanmıştır. Bu devasa gemiler sayesinde Edward Bonaventure’ın Levant Şirketine ait gemileriyle 1591-93 yılları arasında İngiltere’den Hindistan’a giden ticari yolculuk gerçekleştirilmiştir. 16. yüzyılda gemi boyutları ve daha fazla mürettebat-mühimmat taşımacılığının keşfedilmesinden sonra gerçekleşen Akdeniz üzerinde hâkimiyet kurma savaşları (İspanyol Armada yenilgisi, Venedik-İspanya ve Papalık Devletleri ile Osmanlı arasındaki mücadeleler) neticesinde İnebahtı ve İspanyol Armadası olarak iki büyük savaş geçiren dünya, bu ortamda kullanılan gemiler arasındaki farkı algılamıştır. Bu farkı oluşturan gemi türlerinden Batı ve Kuzey denizlerinde İngiliz filolarının genişleterek kullandığı toplu-yelkenli İspanyol gemileri iken Akdeniz’de tek öbekli kadırgalar kullanılmıştır. İngiltere’de gemi yenileme tekniği veya iyileştirme faaliyetleri 1603 yılına kadar devam etmiştir. Kral I. James döneminde Kraliyet Donanmasının deniz mimarı (naval architect) olarak oldukça önem verdiği tasarımcı Phineas Pett ile oğlu Henry ve onun gibi katılımcılar dahilinde; 1610 yılında Woolwich Tersanesinde eski tip kadırgaların bazı bölümlerini tamamen değiştirip, ön kısımlarda gaga benzeri uzantılarla pruva oluşumu, kare şeklinde arka kısım veya germe tekniği ile oluşturulan bol oymalı yeni tip dev gemiler inşa etmişlerdir. 1618 yılında bu tasarımların kapsadığı gemi projesinin ücretli sözleşmesi, Kraliyet Komisyonunca İrlanda Limanında korunma güvencesi verilerek rapor halinde ilan edilmiştir. Bu tescilli üretimden sonra birçok Avrupa ülkesince aynı gemiler kullanılmıştır. Her birinin yapımı 5 yıl kadar süren gemilerin yerleşim özelliği; omurga uzunluğunun 114 ft., kirişlerinin 44 ft. ve eninin de geniş tutulması sebebiyle çok sayıda eşya ile 64 adet silah taşınmasının yanında kişisel kamaralarının olması ağırlığının ortalama 1400 ton kadar gelmesine neden olmuştur. 17. yüzyıl İngiliz tüccar gemisi örneği İngilizlerin tasarladığı bu gemilerin derin sularda kullanımı, yapımında kullanılan ağır kerestelerin statik açıdan gemiye yük bindirmesi ile rüzgar ve çeşitli deniz problemlerinin göz önünde bulundurulmasıyla özellikle Hollandalı tüccarların tepkisine neden olmuş, yelkenli gemilerin daha işlevli olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Londralı bazı tüccarların Doğu Hindistan’a yaptığı seferlerdeki yoğunluk ve gemilerin yol açtığı aksilikler gerekçesi ile gemilerin taşıdığı yüklere daha fazlasını yükleme durumu Portekiz gibi diğer tüccar devletlerin savaş kararı almasına yol açmıştır. İstenilen bir oluşumu savaşla kabul ettirme yöntemi ticari denizcilikte ne kadar kabul edilir halde geldiği bir yana bu durumu yeni filo alma nedeni gösteren İngilizler’in ticari kayıtlarında 6 kalyon, 3 adet gemi, 2 kadırga, 60 küçük gemi filosu aldıkları belirtilmiştir. Bu durum 17. yüzyılda tasarlanan bir gemi modelinin kusurları fark edildikten sonra yapımı uzun süreli olması olasılığıyla tasarımda yeniliğe gidilmesi yerine kullanımda farklı yöntemlere başvurup elde edilen durum üzerinden savaş çıkartma potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Phineas Pett’in (resimdeki kişi) bir diğer Kraliyet Donanması için yaptığı tasarımı; Royal Sovereign Modern ahşap gemi tasarımlarında idol kabul edilen deniz mimarı Phineas Pett’in bir diğer Kraliyet Donanması için yaptığı tasarımı; “Sovereign”dir. 1637 yılında inşa edilmiş geminin, çok katlı, olmasının yanında, yerleşim tasarımı da öncekine göre daha geniş ve güvenlidir. Geminin salma uzunluğu 128 ft., kirişi 167 ft. genişliğindedir. Üç katlı yarım ve çeyrek formlarda güverteli, kıç kısmında dev kalyonlarda var olan kamara- kaptan köşkü benzeri bir yapıya sahip ortalama 104 silah taşıyan, 12 adet çapalı 1683 ton ağırlığında meşe ağacından yapılmıştır. Dönemin küçük tüccar sınıfları ve İrlandalı esnaflar tarafından kullanılarak sonrasında Hollanda ve diğer Avrupa Devletleri tarafından sağlam bir deniz gücü olarak benimsenmiştir. Royal Sovereign gemisi (1637) oyma işçiliği Paris Souvenirs, 68 adet silah taşıyan Fransız gemisi Dönemin önemli ticari alışverişlerini üstlenen Hollanda; savaş gemisi üretimi ve kullanımında öncü niteliğinde ilerlerken filo oluşturmak amaçlı gemi üretimi İngiltere’de de revaçtadır. Öyle bir süreç oluşmuştur ki gerekli verimi vermeyen, istenilen çoğunlukta silah taşımayan gemilerin tasarım olarak aynısının yapımı istenmemektedir. Londra’da 1656 yılında inşa edilen 1046 tonluk gemi toplamda 64 ateşli silah taşıyabildiği için yerine 70 adet silah taşıyabilen 1108 tonluk gemi kullanılmış onunda yerine 1658 yılında 80 adet silah taşıyan 1229 tonluk inşa edilmiş ve gemiler çok defa tasarım açısından yenilemek gerekçesiyle restorasyon görmüşlerdir. İngiltere’de I.Charles döneminde taşımacılık gözetilerek 1673’te yapılan gemilerden Royal Charles, 100 silah taşıyan 1739 ton ağırlığında bir gemi olma değeriyle günümüzdeki Royal Charles müzesindeki yerini almıştır. Bu durumu Fransa’ya 1683 yılında inşa edilen Royal Soleil adlı geminin 106 silah taşıyabilir nitelikte olması takip etmiştir. Bu tür savaş gemilerinin yapımındaki farklar kısaca şöyle açıklanabilir; İngiliz gemileri tasarımcı Pett’e kadar daha yuvarlak formda ve kare yelkenli gemiler üretirken Hollanda da ilk kez üst güverte ve özel kabin tasarımlarına yönlenmiştir. Bu tasarım şekli Fransız ve İspanyol gemilerinde tekrar edilirken İngilizlerin gemiyi sabitlemek için kullandıkları zincir depolama boşluğu daha düşük hizada iken, Hollandalılar yanaşılan limanların sığlığı göz önünde bulundurularak zincir depolama alanlarını üst güvertede ve olabildiğince daha yüksekte çözümlemişlerdir. Bunun gibi benzer gemi yapı detayları kullanılan limanlara ve kullanan milletlerine göre değişiklik göstermiştir. Hms Royal Charles gemisi 1673 ve Royal Soleil gemisi 1683 17. yüzyılın ikinci yarısından itibaren oluşturulan gemilerin istihdam verdiği hizmetlere göre, boyları ve sınıfları – silahlandırılmalarına göre değişiklik göstermektedir, bu durumun göstergesi olan tablo aşağıda verilmiştir. Hollanda’ya ait gemi 1683 17. yüzyılın Fransa’sında Kral XIV. Louis dönemine denk gelen deniz mimarı Bernard Renan’dır. Renan’nın 1679 yılında tasarladığı gemiler yeni bir savaş teknolojisi olan ortalama 200 kilo ağırlığındaki bombaların gemilere sağladığı harici itme-geri tepme kuvvetine göre inşa edilmiştir. İki direkli bu gemilerin omurga kısmının arasına ve kıç kısmına yerleştirilen havan topları kullanım mekanında ateşlenecek kablolara bağıldır. [6] İngiliz savaş gemisi kesiti (1650 ve sonrası) “Osmanlı insanı, on beşinci yüzyıldan on sekizinci yüzyıla kadar askeri teknolojinin ilk iki yayılma dalgasını yakalamada geç kalmıştı ve her seferinde yabancı uzmanlardan yardım alarak ve yabancı modelleri kopya ederek kendi yerli üretimlerini geliştirdiler. Her ne kadar teknikler zamanla değişse de, Osmanlıların üçüncü dereceden bir üretici olarak bu dönem içerisinde yeni teknolojilere uyum sağlayabilme kabiliyeti her zaman aynı seviyede kaldı. Bu ışık altında, Osmanlı ‘gerilemesi’ fikri yanlış ve yanıltıcıdır.” [7] Avrupa’nın gemi mimarları ve çalışanlarının olması nasıl ki Kralliyet Akademisine bağlı ise Osmanlı Bahriyesi de Tersane-i Amire birimine bağlıdır. Bu birime kethüda, ağalar, din görevlileri, harc-ı hassa reisi (kaptanlar), azaplar, neccarlar (marangozlar), kalafatçılar, oymacı-kakmacılar gibi diğer meslek grubuna ait personel daimi olmak yerine ücretli çalışan kadro olarak hizmet vermiştir. Tersane mimarları ise bu birime dahil olmayan mimarlık teşkilatında (Hassa Mimarlar Ocağı’na dahil olan) yer almışlardır. [8] Osmanlıların kendi sınırlarını korumak ve keşif için kullandıkları gemiler 40 metre boyunda 7-8 metre genişliğindeki, 24 oturaklı, 2 adet üçgen yelkenli, güvertesinin altında kürek çekilebilen kadırgalardır. Çünkü kadırga, kalyona göre ince uzun yapısı ve alçak bordası sayesinde daha hızlı hareket edebilen, kolay yön verilebilen bir niteliğe sahiptir. 17. yüzyılın ortalarına doğru, İspanyolların ve Venediklilerin kullandığı kalyonların tasarımları Osmanlılarca 1644 yılında incelenmiş ve kendi yapım tekniklerine göre uyarlanmıştır. Kalyonun kadırgaya göre daha hantal, yavaş seyir yapan nitelikte olması Osmanlılarca pek benimsenemediği ve yapımında kullanılacak bazı malzemelerin ele geçmesinde sıkıntılar yaşanması gibi sebepler bazı tarihçiler tarafından dile getirilmiştir. Dönemin İngiliz gözlemcisi olan Paul Rycaut’un yazdığı notlarına göre “Osmanlıların limanları çoktur, hem gemiler hem de kalyonlar yapma konusunda yeterlidir. İstanbul tersanesinde en az 137 adet inşa odası veya gözcük vardı ve çok sayıda gemi aynı anda istif edilebilirdi.” [7] Aynı notlarda Osmanlı topraklarındaki başka tersanelerde de çok sayıda kalyon inşa edilebileceğini fakat bunun yapılmadığını ileri sürmüştür. 3. Sonuç: 17. yüzyılın gemi yapım teknikleri 16. yüzyılın sonlarından itibaren keşiflerle elde edilen yeni ticaret yollarının artması, gelişmekte olan yeni silah teknolojisine paralel olarak yenilenmiştir. Akdeniz için güvenli yolculuk esas alınırken, Batıda silah taşıyıcı makinelere dönüşen gemiler önem kazanmıştır. Bu durum bölgesel gemi yapım tekniklerinin oluşmasına neden olmuştur. İlk kez deniz mimarı terimi kullanılmış ve gemi tasarımı için tıpkı silah yapım teknolojisinde olduğu gibi gemiyi tasarlayan, tasarımı kullanıp dünyaya yayan ve elde ettiği yapım tekniğini kendi yapım tekniğine uyarlayıp yeni bir tasarım oluşturan farklı derecelerde üretimci ülkeler ön plana çıkmıştır. Bir sonraki sayıda 18. yüzyılda gelişen sanayi ve buhar teknolojisine dayalı gemi yapım teknikleri anlatılacaktır. Kaynaklar: [1] Coles, The Ottoman Impact on Europe, s. 186. [2], [7] Baron Francis de Tott, Memoirs of Baron De Tott, vol. 2, pt. 3 (New York: Arno Press, 1973),s. 25. ve Grant,J. “ Osmanlı Gerilemesini Yeniden Düşünmek: Osmanlı Devletinde Askeri Teknolojinin Yayılması (15. Yy’dan 18.Yy’a kadar), çeviri : Salim Aydüz, s:57 [3] Miller, J.’ Furniture World Styles From Classical to Contemporary’, Printed Leo Panner Production, New York, 2005, s.54-56 [4] ‘Mobilya Antika Rehberi I’., House Beautiful dergisi eki, 2006, s: 60 [5] Love, Ronald S., “Maritime exploration in the age of discovery, 1415-1800”, Greenwood guides to historic events, 1500-1900, Greenwood Publishing Group, 2006, ISBN 0-313-32043-8 [6] Holmes, George C. V. Project Gutenberg’s Ancient and Modern Ships, Wyman and Sons, London,. 118-121 [8] Yazıcı,N. ‘Türkler ve Deniz’, Kitap yayınevi, Eylül 2007, İstanbul, s. 384 [9] Rycaut,P. The Present State of the Ottoman Empire (1968; tekrar basım, Westmead,-England: Gregg Int., 1972), s. 213. Ä°lginizi çekebilir... Yat Tasarımında DFMEA UygulamasıEMRE ÖZEN,
Doç. Dr. ŞEBNEM HELVACIOĞLU,
Doç. Dr. AYHAN MENTEŞ
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi... Ponton Yatların Hidrodinamik AnaliziBu çalışmada öncelikle ponton yatların küresel rekreasyonel tekne endüstrisi içinde hızla artan pazar payları dikkate alınarak tasarım özellikleri inc... Ponton Yatların ABD Pazarına Dayalı AnaliziKüresel rekreasyonel tekne pazarının %75'i Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bulunmaktadır.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.