200x200 piksel Reklam Alanı
200x200 piksel Reklam Alanı

Marin Motorlar

Marin Motorlar

26 AÄŸustos 2014 | HABERLER
45. Sayı (Temmuz-AÄŸustos 2014)


Bu sayımızın Dosya konusunu, Marin Motorlar olarak belirledik. Dosya kapsamında, Scania Engines Satış Müdürü Suna Türk ve Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen’le yaptığımız röportajların yanı sıra dıştan takma motorlarda Yamaha, Evinrude ve Suzuki; içten takma motorlarda ise Yanmar ve MAN’ın yeni ürün ve teknolojileriyle ilgili bilgiler yer alıyor…

SCANIA Engines Satış Müdürü Suna Türk:

“SCANIA Motorlar, Dayanıklılık, Güç ve Yakıt Tasarrufu Üzerine Tasarlanıyor”




SCANIA, deniz motorlarında 200 – 1000 HP aralığında 9-13 ve 16 litrelik modelleri ile hizmet veriyor. SCANIA, çoğunlukla dayanıklılığın arandığı küçük ve orta tonajlı teknelerde ana makine olarak ya da tanker, konteyner gibi yüksek tonajlı gemilerde yardımcı makine olarak tercih ediliyor…


SCANIA Engines, 1891 yılında kurulmuş köklü bir firma. 2000 yılında bir milyonuncu makinesini üreten SCANIA hisselerinin çoğunluğunu satın alan Volkswagen Grubu, 2014 yılında ise firmanın yüzde 99,9’unu bünyesine kattı. SCANIA Engines’ın Türkiye distribütörlüğünü ise 1995 yılından bu yana Doğuş Otomotiv üstleniyor.
Binek araç, hafif ticari araç, ağır vasıta, endüstriyel ve deniz motorları, soğutma sistemleri alanlarında, 14 uluslara¬rası markanın temsilcisi olan Doğuş Otomotiv, bireysel ve kurumsal müşterileri¬ne Volkswagen Binek Araç, Audi, SEAT, Škoda, Bentley, Lamborghini, Bugatti, Porsche, Volkswagen Ticari Araç, SCANIA, Krone ve Meiller markalarından ve bu markaların 80’i aşkın modelinden oluşan geniş bir ürün portföyü sunuyor. Şirket ayrıca, endüstriyel ve deniz motorları pazarında SCANIA Engines markasıyla ve soğutma sistemleri pazarında Thermo King markasıyla rekabet ediyor.



SCANIA Deniz Motorları’nın 200 - 1000 HP aralığında 9-13 ve 16 litrelik modelleri ile hizmet verdiğini söyleyen SCANIA Engines Satış Müdürü Suna Türk, “SCANIA Deniz Motorları, çoğunlukla dayanıklılığın arandığı küçük ve orta tonajlı teknelerde ana makine olarak ya da tanker, konteyner gibi yüksek tonajlı gemilerde yardımcı makine olarak tercih ediliyor. Hâlihazırda kıyı emniyetinde aktif olarak kullanılan motorlarımızın yanı sıra deniz jeneratörlerimizle birçok tersanenin elektrik çözümlerinde ana tercih unsuru olarak çalışıyoruz” diyor.

SCANIA Motorların tasarımının; dayanıklılık, yüksek güç ve maksimum yakıt tasarrufu üzerine kurulduğunu sözlerine ekleyen Suna Türk, “2014 yılında deniz motoru pazarına da sunduğumuz 9lt.’lik 200-350 HP modelimiz 5 sıralı silindirli olup bu motor gücü için oldukça dayanıklı ve 13lt motorumuzun sağlamlığından ödün vermeden, iddialı yakıt maliyetlerine ulaşmayı başarmıştır. Özellikle ağır hizmet gerektiren teknelerde tercih edilmektedir” şeklinde konuşuyor.

Trendleri, otomotiv ve endüstriyel sektördeki ihtiyaçlar belirliyor
“Üretilen motor adetlerinin diğer sektörlere oranla deniz sektöründe sınırlı olmasından dolayı trendleri genellikle otomotiv ve endüstriyel sektördeki ihtiyaçlar belirliyor” diyen Türk, şöyle devam ediyor: “Bildiğiniz gibi çevreci ve daha az yakıt tüketen motorların yanı sıra hibrit ve komple elektrikli sistemler de gün geçtikçe daha çok yaygınlaşmaktadır. Ancak motor firmalarının arasındaki en ateşli tartışma hiç kuşkusuz üretim maliyetlerindeki rekabettir. Bu da kalite konusunda hassas olan firmaların Çin-Hindistan-Brezilya gibi ülkelerdeki üretim bantlarına daha tedirgin yaklaşması ve alıcının ucuz maliyet talebi ile son kullanıcının satış sonrasındaki kullanım ömrü ve bakım maliyetlerini dengelemeye çalışması sonuçlarını doğurmaktadır.”

Doğuş Otomotiv’in en büyük avantajı servis ve yedek parça ağı
“Doğuş Otomotiv olarak en büyük avantajımız Türkiye’deki geniş servis ve yedek parça ağımız. Bu sayede tüm devreye alma ve garanti işlemlerini hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. SCANIA motorun modüler stratejisi sayesinde 9-13-16 litre motorların ve hatta kamyon motorlarının birçok yedek parçası birbirlerine uyumlu şekilde kullanılabiliyor. Bu, bir motor üreticisi için daha az yedek parça satmak anlamına gelse de, son kullanıcı için paha biçilmez bir stok ve uyumluluk avantajı sağlıyor.”

Tüm modeller yat ve teknelerde geniş bir kullanım alanı buluyor
“Tüm modellerimiz, yat ve teknelerde de geniş bir kullanım alanı buluyor. Kullanılan yağ ve yakıtın kalitesi ise motor ömrünü etkileyen en önemli unsurlardan birisi. Motorumuzda standart olan ve merkezkaç sistemiyle çalışan özel filtremiz; 5 mikrona kadar parçacıklardan arındırarak makinenin çalışma ömrünü ve bakım aralıklarını uzatıyor.”
“Doğuş Otomotiv’in 500’ü aşkın bayi ağı ile bölgenin önde gelen tersanelerinde, marinalarda ve gözde projelerindeki satış-servis ve yedek parça hizmetlerimiz; yerli imkânlarla hızlı bir şekilde devam ediyor.”

Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen:
“Wartsila’nın Yatlara Yönelik Ürün Grupları Arasında, Su Jetleri ve Seal’ler Var”




Wartsila 1863 yılında Finlandiya’da kurulmuş bir şirket. Demir döküm yapan bir şirket olarak makine bloğu dökmeye başlamasının ardından bazı ortaklıklarla makine üretimine başlamış. Turku’da satın aldığı bir tersanede küçük çaplı gemi üretimine de başlayan firma, zamanla kendi adını kullanarak Wartsila markasıyla makine üretimi yapmış. Daha sonra çeşitli satın almalarla büyüyen ve ürün yelpazesini genişleten Wartsila, İngiltere’den Lips pervaneyi alarak pervane üretimini de yelpazesine eklemiş. Daha sonra Sulzer’i, Cedervall’i ve Japonya’daki GMT fabrikasını satın alan firma, Çin’de 9 tane firmayla lisans anlaşması yaparak hem iki zamanlı hem de 4 zamanlı segmentinde büyümeye devam ediyor. En son iki sene önce Hamworthy firmasını satın alan Wartsila, bu satın almayla birlikte çevre ile ilgili, baca gazı emisyon değerlerini düşürücü filtre sistemleri üretimine de başlamış. 

Wartsila’nın Türkiye’deki yapılanmasıyla ilgili bilgi veren Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen, şunları söylüyor: “Wartsila’nın Türkiye’deki faaliyetleri acente bazında 1994 yılında başladı. 1997 yılında servis ofisi açıldı. 1999 yılının Aralık ayında, Wartsila’nın Türkiye’deki acentenin yüzde 51’ini satın almasıyla Wartsila Enpa oluşumu hayata geçti. 1999 yılı Aralık ayından bu yana yüzde 51 yabancı ortaklı bir şirket olarak Tuzla’da devam ediyoruz. Şu an 138 kişilik bir ekiple çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de hem Gemi Makinaları hem de Power Plants satış departmanlarımızla yer alıyoruz. Power Plants olarak 3,6 gigawatt’a ulaştık, pazar lideriyiz. Marin sektörde ise son 3 yıldır yüzde 60 ve yüzde 45 oranında değişmekle beraber 4 zamanlılarda market lideri olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

“Türkiye’de commissioning (kurulum ve devreya alma) ekibimizle, yeni gemi inşalardaki tüm kurulum ve devreye alma işlemlerini biz gerçekleştiriyoruz. 12 kişilik kurulum mühendisimizden oluşan bu ekibimiz, Wartsila’nın Finlandiya’daki “Wartsila Land and Sea” akademisine giderek her türlü eğitimi almış sertifikalı kişilerdir. Zaten Wartsila’nın tüm çalışanları bu akademiye giderek gerekli eğitimlerden düzenli olarak geçer ve sertifikalarını alırlar.”

Yatlara yönelik ürünleri
Wartsila’nın yatlara yönelik ürün grupları arasında, su jetleri ve seal’ler olduğunu belirten Murat Ergen, şöyle devam ediyor: “Yat konusunda, özellikle Antalya Bölgesi’ndeki yat üreticilerine seal satışımız çok fazla. Çünkü yatlar high speed makinalar olduğu için seal’larda sızdırmazlıkla ilgili problemler oluyor. Burada bizim Japonya’da GMT adıyla ürettiğimiz seal’ler oldukça tercih ediliyor.”

“Bunun yanı sıra, navigasyon sistemleriyle ilgili de çalışmalarımız var. Alman Raytheon firmasıyla yaptığımız anlaşma gereği köprüüstünü A’dan Z’ye dizayn ediyoruz, tüm ekipmanlar Raytheon tarafından donatılıyor ve biz bunu paketimize koyuyoruz. Megayatlara bu şekilde de teklif verebiliyoruz.”



Gemi makinelerinde trendler
Gemi makinelerinde dünyadaki trendlerle ilgili de konuşan Murat Ergen, şu ifadeleri kullanıyor: “Dünyadaki trendleri belirleyen kurallar IMO kuralları. Uluslararası standartların gerektirdiği kurallar gereği makine üreticileri de bu kurallara uygun makine geliştirmek zorunda kalıyorlar. Bu bahsettiğimiz kurallar çerçevesinde SECA bölgelerinde, baca gazındaki emisyon değeri kısıtlamaları sebebiyle hem SO2 değerleri düşük hem de NOx değerleri düşük olan makine üretimleri başladı. Ama regülasyonlar bununla da yetinmedi; bazı özel bölgeler için yani Baltık Denizi ve Amerika kıyıları için daha katı kurallar başladı. Kükürt seviyesini yüzde 0.1 oranlarına çekmeye başladılar. Dolayısıyla yakıt olarak kullanılan fuel oil ve dizelin yerine doğalgaz (LNG) tercih edilmeye başlandı. Bunun sonucu olarak da doğalgazla çalışan makineler yapılmaya başlandı.”

“Doğalgazla çalışan makine imalatı başlayınca, otomatikman önce hem ekonomik açıdan zengin olan Kuzey Avrupa ülkeleri hem de regülasyon gereği Baltık Denizi çevresinde bulunan ülkelerin tamamı bu kurallara uymaya ve buna uygun gemi siparişi vermeye başladılar. Finlandiya da bir Baltık ülkesi sayıldığı için Wartsila da belli bir üretim bandını çift yakıtlı dediğimiz DF (Dual Fuel) diye adlandırdığımız, dizel oil ve doğalgazı kullanarak bu enerjiyi üreten makinelerin üretimine ayırdı. Burada yüzde 99 doğalgaz, yüzde 1 dizel oil (ateşleme amaçlı) kullanılıyor. Bir ön yanma odası var, ön yanma odasında dizel püskürtülerek doğalgaz tutuşturuluyor veya SG (Spark Gas denilen) buji sistemiyle yapılıyor.”
“Wartsila’nın en büyük avantajı, çift yakıt opsiyonuna sahip olması. Diğer rakiplerin çoğunda sadece yüzde yüz doğalgaz yakıyor. O yüzden büyük bir doğalgaz tankı gerekiyor. Doğalgaz tankındaki durum müsaade ettiği sürece gemi yakın mesafeler çevresinde dolaşabiliyor. Ama Wartsila’nın avantajı SECA bölgesi dışına çıktığınız zaman, o regülasyonun uygulanmadığı okyanus bölgesinde tek bir switch’le dizel yakıta (MDO/HFO) dönüp normal operasyonunuzu  yapıyorsunuz. Kısıtlı bölgeye girdiğinizde de yine tek bir switch’le doğalgaza (LNG) dönüp bacı gazı emizyon kurallarına uyabiliyorsunuz.”

“Şu anda dünyada gemi makinelerinde trend, doğalgaz. Wartsila bunu öngördüğü için iki sene önce Hamworthy firmasını satın aldı. Hamworthy firması baca gazı filtreleri (scrubber) ve emisyonla ilgili her türlü cihazı (SCR- Katalitik reaktör)  üreten bir firma. Ama bunun yanında, balast water treatment (UV-EC), sintine seperatörü gibi regülasyonlara uygun ürünleri de üretiyor. Wartsila bu satın almayla ürün yelpazesini çok genişletmiş oldu. Aynı zamanda ikinci bir adım da atarak, yine bu regülasyonlar ve kurallar gereği, makinanın ihtiyacı olan yakıtı alabileceği (depolayabileceği) LNG Pack dediğimiz, likit doğalgazı saklayabileceğiniz özel tanklar üretmeye başladı.  Bu tankları da geminin güvertesine veya geminin makine dairesinin ara bölmesine koyarak makinanın kullanacağı doğalgazı likit olarak depoluyor.”
“Bunun yanı sıra bir de doğalgaza modifikasyon dediğimiz servisimiz var. Yani Wartsila makinesinin en büyük avantajı, mevcut çalışan makineleri yerinde modifikasyonla (convertion) DF ( Dual Fuel) makine haline getirebiliyoruz.”

Geleceğin Deniz Motoru Yanmar 8LV




Yanmar’ın yeni 8LV motoru, tekne sahiplerinin bir motordan bekledikleri her şeyi fazlasıyla karşılıyor. Yeni 8LV çok sessiz, titreşimsiz ve aynı zamanda çok hafif bir motor.
Common rail enjeksiyon sistemi sayesinde yakıt tüketimi bakımından da çok ekonomik bir motor olan Yanmar 8LV, 180 Amper 12V standart Alternatörü ile teknede şarj ihtiyacını minimuma indiriyor.
8LV motor konfigürasyona göre, ZT370 Yanmar hidrolik kavramalı kuyruk veya standart şanzımanla kullanılabiliyor.

Teknik Özellikler: 
- 4 zamanlı, çift turbo özelliği V8 common-rail dizel deniz motoru
- 8 Silindir 90 derece V
- Maksimum güç:  235 kW 3.800 rpm 320 Hp.  ve 272 kW @ 3.800 rpm 370 Hp.
- Yanma Sistemi: Direkt enjeksiyon Common-rail.
- Motor Hacmi: 4.46 Litre

MAN V Serisi




MAN deniz motorları, yüksek teknolojileri, dayanıklı yapıları, üstün performansı, düşük işletme maliyetleri, zengin model/güç seçenekleri ve uzun ömürleri ile rakiplerinden farklılaşıyor. MAN, 258 HP ağır hizmet motorlarından, 1800 HP yat ve sürat teknesi motorlarına kadar geniş bir yelpazede ürün gamına sahip. 

2.087 x 1.153 x 1.275 (uzunluk x genişlik x yükseklik) ölçüleri ile sadece 2.365 kilogram gelen, kendi alanının rakipsiz deniz motoru MAN V12-1800, her 1,31 kilogram ağırlıktan 1 HP güç çıkartıyor. 

V12-1800 (1324 kW) 6020 Nm. maksimum döndürme momentine 1200 rpm’de ulaşırken, V8-1200 (882 kW) 4000 Nm maksimum döndürme momentine yine 1200 rpm’de ulaşabiliyor. Düşük devirlerde maksimum döndürme momentine ulaşabilen MAN deniz motorları, güçlü ivmelenmeleri ile Planing’e kadar geçen süreyi kısaltarak, yüksek hızlara kısa zamanda ulaşılmasına imkan veriyor. 

MAN’ın V-Serisi motorları, MAN mühendisleri tarafından soğutma sistemi ile motor parçaları optimize edilerek tasarlanmış. Bir taraftan merkezi egzoz çıkışı ile motor montajı kolaylaştırılırken, diğer taraftan mazot ve yağ filtresi gibi tüm bakım parçalarına kolay erişim sağlanmış. Devir daim pompası bir kasnak düzeneği yerine dişli ile tahrik ediliyor. Çok noktalı krank ana yataklaması yerine yat motorlarında ilk defa olarak uygulanan “bedplate” konsepti ile krank yekpare bir pleyt ile yataklanarak, hem motor mukavemeti arttırılmış, hem de titreşim azaltılmış. Çift kademeli turbo ve üstün common rail teknolojisi ile donatılan yeni V serisi MAN deniz motorları yüksek enjeksiyon basınçları ile de ekonomik, sessiz ve konforlu bir seyir imkanı sunuyor.

Suzuki DF20 A




Suzuki’nin dıştan takma motorlardaki iddialı modeli DF20 A, çevre bilinci ve yakıt verimliliği ile öne çıkan bir model. İstenilen anda denize açılabilecek bir dıştan takma deniz motoru deneyimi sunan DF20 A dünyanın ilk lean burn ve aküsüz yakıt enjeksiyon sistemiyle dizayn edilen dıştan takma motor özelliği taşıyor.  DF20 A 14,7 kW (20PS) güç sınıfındaki dünyanın ilk aküsüz yakıt enjeksiyonu sistemiyle donatılmış dıştan takma deniz motoru olup, bu sistem kolay ve hızlı marş yapma olanağı sunuyor.

Suzuki mühendisleri yoğun çalışmalar neticesinde daha önceki modellere göre daha küçük ve hafif parçalardan oluşan tamamen yeni bir yakıt enjeksiyon sistemi tasarlarken, bu tasarım DF20 A modelinin dört zamanlı 14,7 kW (20 PS) modelleri sınıfında toplam ağırlık bakımından daha hafif bir model olmasını sağlıyor. Bütün bu teknolojik üstünlüklerin yanında Suzuki’nin onaylanmış Lean Burn, yakıt kontrol teknolojisi tüm çalışma aralıklarında daha yüksek yakıt ekonomisi ve daha düşük emisyon değerleri sunuyor. 

Daha az çekme kuvveti gerektiren, çok hafif bir geri sarma yüküne sahip, ipli marş ile dizayn edilen DF20A, motoru çalıştırmayı herkes için son derece kolay bir hale getiriyor. 

Suzuki, dıştan takma motorun dış kısmını, zarar verici korozyona karşı, kendisinin özel olarak formüle etmiş olduğu korozyon önleyici boyayla korurken, boyanın, dıştan takma motorun alüminyum yüzeyine doğrudan doğruya sürülmesi, dayanıklılığı artırıyor ve sürekli olarak tuzlu suya maruz kalan parçaların korunmasına yardımcı olacak biçimde boyanın yüzeye tutunmasına olanak tanıyor.

Suzuki Türkiye, teknolojinin ulaştığı en ileri seviyeyle yapılmış dizaynı ile dikkat çeken dıştan takmalı motor DF20 A modelinin dünya genelindeki satışında Amerika’nın ardından satış sıralamasında ikinci olmuştu.

Evinrude E-TEC Serisi



Türkiye Distribütörlüğü’nü Depar Motor’un üstlendiği BRP’nin Evinrude E-TEC serisi tekne motorları, İstanbul’da düzenlenen Test-Drive etkinliği ile tanıtıldı…


Dünyada 100’den fazla ülkede, 4 bin 200 bayi ve distribütörü, toplam 168 bin çalışanı ile deniz motoru, deniz motosikleti, motosiklet, ATV, UTV ve Kar motosikleti gibi araçların üretimini yapan dünyaca ünlü BRP’nin (Bombardier Recreational Products) ürettiği Evinrude tekne motorları 2014 modelleri, İstanbul’da düzenlenen Test-Drive etkinliği ile tanıtıldı.  
1968 yılından bu yana faaliyet gösteren ve BRP’nin Türkiye distribütörü olan Depar Motor’un evsahipliğinde gerçekleşen etkinlikte, yüz yılı aşkın süredir üretimde olan ve tüm deniz tutkunlarının yakından tanıdığı Evinrude’un,  E-TEC teknolojisi ile daha da güçlenmiş yeni motorları test edildi.
Depar Motor A.Ş. Kurucu Ortağı ve Teknik Servis Müdürü Vidal İtkin’in 2014 modelleri ve teknik özelliklerini anlatan brief konuşmasıyla başlayan etkinlik, Pendik Marina-Sedef Adası rotasında renkli ve heyecanlı deneme sürüşleriyle gün boyunca devam etti.

Depar Motor A.Ş. Kurucu Ortağı ve Teknik Servis Müdürü Vidal İtkin, Evinrude 300 HP’nin teknik özelliklerini anlattığı sunumda, denizin bir tutku olduğunu ve bu tutkuyu perçinlemek için doğru bir motor seçiminin önemli olduğuna dikkat çekti. Evinrude’un deniz motoru camiasında gelinen son nokta olduğunu vurgulayan İtkin, motorların teknik özellikleriyle ilgili şunları söyledi: “Deniz ve motor tutkunları, 300 HP gücündeki değişik teknelere ve çoklu montajların da aralarında bulunduğu (3X300 ve 2X300) son teknoloji motorların kullanıldığı teknelerle E-TEC teknolojisinin kattığı gücü ve farkı birebir test etme imkanı buldular” 
Dünyada çok yeni olarak lansmanı yapılan, BRP’nin inovasyon kültürünü gözler önüne seren, Evinrude E-TEC dıştan takma yeni nesil G2 motorları, Eylül ayında Türkiye’de motor ve deniz tutkunları ile buluşacak. Çığır açan cesur tasarımıyla, yüzde 75’e kadar daha az toplam emisyon salımına sahip yeni dıştan takma Evinrude motorlar, yüzde 15 oranında yakıt verimliliği ve önde gelen dört zamanlı motorlara göre yüzde 20-40 oranında daha fazla tork sunuyor.

E-TEC Serisi
- E-Tec motorlarda bakım masrafları minimum düzeyde. Çünkü kayış, sübab ayarı gerektirmiyor, yağ filtresi gibi parçaların değişmesine gerek yok.
- E-Tec 300 saat bakım yapmadan 
kullanılabilme özelliğine sahip.
- Aynı beygir gücündeki 4 zamanlı motorlara göre daha fazla tork ve güç üretir.
- Pistonları ve silindirleri NASA tarafından geliştirilen bir alaşımdan yapılmış.
- EU 2006 çevre standartlarına sahip.
- Tüm E-Tec motorlar 3 yıl garantili.

Kolay Kullanım:
- Motor dizaynı kolay kullanıma göre dizayn edilmiş.
- 3 yıl veya 300 saat (hangisi önce gelirse) servise ihtiyaç yok.
- Kolay montaj ve kolay kışlama için dizayn edilmiş.
- Otomatik Kışlama Modu.
- Yağ değiştirme yok.
- Rodaj yok.
- Kendini temizleyen termostatlar

Kolay Çalışma:
- Sınıfında sadece iple çalışabilen tek motor. Sistem aküye gerek duymuyor.
- Üzerindeki elektronikler sayesinde sorun olduğunda “eve dön” moduna geçiyor.
- Gelişmiş elektronik özellikler.
- Yüksek akü şarjı - 25 Amp çıkış.

Temiz ve Sessiz:
- Karbon Monoksit değerleri rölantide, 4 zamanlı motorların 10’da 1’i kadar.
- Açılı yakıt püskürtmesi.
- Devre göre ateşleme modu.
- Evinrude E-TEC E50DPL (DI) 58.3db.
- Johnson J50PL4 (4-Stroke) 58.2db 

2 Zamanlı Karbüratörlü Motorlar 
İki zamanlı deniz motorları uzun yıllardır deniz motorlarında kullanılan bir teknoloji. Teknoloji geliştikçe 2 zamanlı motorların çalışma prensibi daha da önem kazanmış. Bu motorların en önemli özelliği, krank milinin her turda güç üretmesi. Yakıt değişik yollarla yanma odalarına yollanıyor ve gerekli güç elde ediliyor. Motor dizaynı olarak basit ama bir o kadar da güçlü. Johnson 2-Zamanlı modeller 80 yıldır kendini kanıtlanmış üstün dayanıklılığı, basit kullanımı, 3,5 HP ile 175 HP arasında geniş ürün yelpazesi ile kullanıcıların beğenisine sunuluyor.

4 Zamanlı Motorlar 
Son yıllarda tüketicilerde bir trend haline gelen 4 zamanlı motorların avantaj ve dezavantajlarını satın alırken bilen tüketiciler çok değil. 4 zamanlı motorlar, gücü krank mili tam 360 derece döndüğü zaman üretiyor. Benzin mekanik veya elektronik bir cihazla yanma odalarına yollanıyor ve eksantrik, sübab gibi parçalar sayesinde gerekli güç elde ediliyor. Fakat motor dizaynı açısından karmaşık bir yapıya sahip. Johnson 4 zamanlı motorlar, günümüzün emisyon standartlarına uyumlu, sessiz ve düşük yakıt ekonomisi sağlayan 2,5 - 30 HP arası motor güçlerinde karbüratörlü, 40 - 225 HP arası motor güçlerinde ise sıralı yakıt enjeksiyonlu modelleriyle müşterilerinin beğenisine sunuluyor.

Yamaha’nın Güçlü Yeni Nesil Üniteleri



Yamaha profesyonel ya da özel eğlence amaçlı F225 / F250 ve F300 serisinin pazara sunulması, mükemmel bir üçlü güç kombinasyonu doğuruyor. En son Yamaha Marine teknolojileri, gelişmiş motor yapısı ve emme / egzost sistemleri dizaynı, mikro kompüter kontrolü ile mükemmel yakıt - hava karışım ve ayarları ile yanma verimini yükselterek, bakım periyotlarında da kolaylık ve tasarruf sağlıyor.


Yamaha,”temiz yanma” sağlayacak teknolojileri geliştirerek çevrenin korunmasına yardım ederken motor gücünden de asla taviz vermiyor.

Kullanıcı bakış açısıyla incelendiğinde, bu yeni modellerin en çekici tarafının, onların aynı güç sınıfında bulunan bir iki zamanlı motorla ağırlık ve boyut açısından kıyaslanabilmesine olanak tanıyan, hafiflik ve kompakt tasarım özelliklerinin inanılmaz kombinasyonu olduğu görülüyor.

Motorun tam merkezinde (üstten çift eksantrik mili düzeneğine sahip 4.2 litre 60° V6 24-supaplı motor) ‘kapalı çevrim’ bir egzost sistemi bulunuyor. Yine, ilk olarak Yamaha’nın dünyaya tanıttığı bu mühendislik konseptinde, emme ve egzost donanımının klasik yerleşimi tersine çevriliyor ve hacimden, şaşkınlık verecek boyutta tasarruf sağlanıyor. Bu yeni mühendislik konseptleri, olağanüstü güç, performans ve ivmelenme özelliklerine ilaveten, temiz ve sorunsuz üç dıştan takma motor modelinin üretilmesine olanak tanıyor.

Sağlanan bu avantajların ardında, Yamaha’nın eşsiz elektronik yakıt enjeksiyon sistemi (bünyesinde, düşük ve orta hız menzillerinde torku arttıran yeni bir ‘uzun emiş’ sistemi bulunduruyor), bir mikro işlemcili ECM, yanma gazlarını yeniden yakma teknolojisi ve özel gürültü azaltma sistemleri bulunuyor.

Dört Zamanlı F225 - F250 - F300 HP’nin Ortak Teknik Özellikleri:

TCI (Mini Kompüter Destekli) Ateşleme Sistemleri: 
FT50 HP’den itibaren her Yamaha’da bulunan standart bir özellik. Yamaha’nın TCI ateşleme sistemleri; hareketli elemanları bulunmayan yekpare parçalar. Bu özellik, Yamaha dıştan takma motorlarının dünyaca bilinen, kolay çalıştırma, güvenilirlik ve performansında önemli bir rol oynuyor. Bu sayede; güvenilirlik ve kolay çalıştırma, bütün hız kademelerinde güçlü, istikrarlı ateşleme özelliği, ateşleme kıvılcımının sürekliliği sayesinde daha uzun buji ömrü ve bakım gerektirmeyen sistem şeklinde sıralanabilecek avantajları ortaya çıkıyor.

PrimeStart™: 
Yamaha’ya özgü “PrimeStart™” uygulamasının içerdiği “Otomatik Jikle” özelliği, birçok modelde standart. Araba çalıştırılması kadar kolay bir şekilde sürücünün, soğuk durumdaki bir motoru, sadece anahtarı çevirmek suretiyle çalıştırabilmesine olanak tanıyor. Sistem, klasik jikle sistemine duyulan gereksinimi ortadan kaldırıyor ve “ısınma” sürecini otomatik olarak kontrol ediyor. Dolayısıyla, motoru, nötr konumda belirli süre çalıştırmak suretiyle ısıtm’ uygulamasına da gerek kalmıyor.

Yüksek Çıkışlı Alternatörler: 
Yamaha’nın birçok modelinde standart özellik olarak bulunuyor. Piyasada bulunan en gözde rakip modellerle kıyaslandığında, Yamaha motorlarında, motoru çalıştırmak için, motorun uzun süre rölantide çalışır durumda bırakılmasından sonra ya da düşük devirlerde çalışırken bol sayıda aksesuar kullanılması durumunda dahi, gerekli olan gücü daima fazlasıyla bünyesinde bulunduran yüksek çıkışlı bir alternatör yer alıyor.

Geniş Menzilli Hidrolik İndirme & Kaldırma (PT&T) Sistemi: 
Bu serideki modellerde standart. Yamaha’nın, yekpare, hafif ve aynı zamanda güçlü PT & T (Power Trim & Tilt) sistemi, dıştan takma motor endüstrisinin gıpta ettiği bir teknoloji. Klasik düğmeli kumanda düzeneğiyle sağlanan hızlı kumanda, indirme ve kaldırma açısını oldukça rahat ve kolay bir şekilde ayarlıyor ve -4° ila +16°’lik trim açısı aralığı; sürücünün, bütün koşullarda teknesinden en iyi performansı almasını sağlıyor. Negatif trim ayarı, kısa sürede sürat artışını mümkün kılıyor ve botun, daha hızlı bir şekilde (plane) en az sürtünme pozisyonuna getirilebilmesini sağlıyor.

16-Supap DOHC Doğrudan Hareketli Sıralı Tip 4 Zamanlı Motor: 
Bu Yamaha motorunda, her silindirin üzerinde 2 adet emme ve 2 adet egzoz supabı bulunuyor. Supaplar 2 eksantrik mili tarafından bağımsız şekilde hareket ettiriliyor. Böylece, emme ve egzoz verimi arttırılıyor ve optimum yanma sağlanıyor. Plazma füzyon teknolojisi ile üretilen silindir yüzeyleri, çelikten yüzde 60 daha sert. Bu da ağırlıkta düşüklük, daha iyi soğutma ve daha az sürtünmeyi sağlıyor. 

Dijital Elektronik Remot Kontrol: 
Konforlu, eğlenceli ve çift/üçlü motor montajlarında otomatik senkronizasyon saplayan, klasik remot kontrol telleri yerine getirilmiş elektronik data kablosu ile bu modeldeki motorların kumandası hem çok keyifli, hem de daha kolay. İkili ve üçlü motor montajlarında ise tek bir buton ile tüm motorları çalıştırmak veya stop etmek mümkün.

Çok Maksatlı Digital (Sayısal) Göstergeler: 
Söz konusu dijital göstergeler, Yamaha’nın ürettiği bu tipteki dıştan takma motor modellerinde, standart aksesuar olarak bulunuyor. Optimum görüş sağlayacak ve uzun süre sorunsuz kullanılabilecek şekilde tasarlanmış olan bu göstergeler; motordan en iyi performansın ve verimin alınabilmesine yardımcı olacak tarzda, hassas veriler temin ediyor. Üç değişik tip gösterge bulunuyor:
- Motorun devrini (RPM), motor çalışma saatini, eğim açısını, yağ seviyesini ve uyarı lambalarını bünyesinde bulunduran bir adet “Çok Fonksiyonlu Devir göstergesi”
- Hızı, kat edilen yolu, süreyi, yakıt ve akü gerilimini gösteren bir adet “Çok Fonksiyonlu Hız Göstergesi”
- Yakıt tüketimi ve yakıt ekonomisini izleyen bir adet Yakıt Kontrol ve Yönetimi Göstergesi”.

SDS pervaneler (Vites Darbe Sönümleme Sistemi): 
İlk olarak V8 ve V6 modeller için geliştirilen SDS(Vites Sönümleme Sistemi), vites değişimlerinde kuyruk dişlileri arasındaki “Clunk” sesini azaltarak, daha yumuşak vites değişimlerini sağlıyor. Pervane göbeğinde ayrılabilir lastik bir göbek ve kanatçıklar, sesi ve titreşimi azaltarak, daha sessiz ve düzgün vites değişimi yapma imkanı sunuyor.

Yamaha İmmobilizer Güvenlik Sistemi:
Dünyada ilk olarak Yamaha tarafından uygulanan bu sistemle artık motorlar daha güvende. Kumanda yardımı ile motor kilitlenip yanından ayrıldıktan sonra, motor çalınmalara karşı caydırıcı ve güvende oluyor. 

Motorun Korunması ve Güvenliği İçin Kullanılan Uyarı Sistemleri: 
Bütün Yamaha dıştan takma motorlarda, modele bağlı olarak, yağ seviyesi, motorun aşırı ısınması ya da yüksek devir gibi temel fonksiyonları kapsamlı izleme özelliği bulunuyor. Dijital göstergeler üzerine lambaları ve sesli ikaz sistemi gibi, kullanıcıyı ikaz etmek üzere takılmış olan çeşitli uyarı düzenekleri bulunuyor. Beklenmeyen bir sorunla karşılaşıldığında, sistem motor devrini düşürüyor ve arıza devam ettiği sürece motorun azami seviyede korunabilmesini sağlıyor. Bu şekilde, botun/teknenin, hasar görmeden sahile götürülebilmesi mümkün oluyor.

Mikro Bilgisayarlı ECM (Motor Kontrol Modülü): 
ECM, Yamaha’nın bu kadar güvenilir ve kullanıcı dostu bir dıştan takma motor olmasını sağlayan bir çok fonksiyonun ardındaki beyin durumunda olan, oldukça karmaşık yapıda olmasına karşılık, bir o kadar da güvenilir olan bir mikro bilgisayar.
ECM, modele bağlı olarak bir dizi fonksiyonu ve özelliği izliyor ve kontrol ediyor. Ateşleme zaman ayarının yapılması ve PrimeStart™ fonksiyonunun kontrol edilmesinden, motorun ve kullanıcının zarar görmesini önleyen birçok uyarı ve koruma sisteminin devreye sokulmasına kadar, her türlü işlevden sorumlu.
F50 ve daha yüksek Dört Zamanlı EFI modellerinin tamamında ve bütün HPDI ve Vmax HPDI modellerinde, kullanışlı bir erişim yuvası üzerinden bir dizüstü bilgisayarla yapılan basit bir bağlantı sayesinde motorun bulunduğu yerde anında arıza tespiti yapılabiliyor.

Aksi Yönde Dönen Pervane Modelleri: 
Standart şekilde monte edilen çift motor düzeneğinde (her iki pervane saat yönünde döner), tekne daima iskele tarafa doğru ‘çekilmekte’ ve özellikle yüksek hız kademelerinde dümenin kumandası oldukça zorlaşmaktadır. Yamaha, bu sorunu çözmek için yüksek güçteki modellerde saat yönünün aksi yönde dönen bir pervane düzeneği sunuyor. Bu düzenek, standart yönde dönen bir motorla birlikte monte edildiğinde, mükemmel bir ‘nötr dümen’ kontrolü elde ediliyor.

Tatlı Suyla Dahili Yıkama Sistemi: 
Yamaha mühendislerinin keşfettiği kullanıcı dostu ve pratik bir fikir daha. Motorun ön veya yan kısmına monte edilmiş, kolay erişilen bağlantı elemanına, sadece bir bahçe hortumu bağlanarak motorun su kanallarında birikmiş olan tuz ve diğer pislikler temizlenebiliyor. Bu şekilde; korozyon azaltılıyor ve motorun ömrü uzuyor, kullanışlı, basit bağlantı ve kolay işlem imkanı veriyor, motorun çalıştırılmasına ya da çalışır durumda bırakılmasına gerek kalmaksızın dahili yıkama mümkün kılınıyor.
 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Trafik Sigortasında İyi Sürücü İndirimi Nasıl Kazanılır?

Trafik sigortası, tüm motorlu taşıt sahiplerinin yaptırmak zorunda olduğu bir güvence sistemidir....
24 Nisan 2025

TMMOB GMO'nın, "Önüm Arkam Deniz, Sağım Solum Gemi" Resim Yarışması

21/22/23/24/25 Nisan 2025 tarihlerinde sergiyi ziyaret edebilirsiniz. 26 Nisan 2025 tarihinde 13:00'da dereceye giren öğrenciler ödüllerine kavuşa...
21 Nisan 2025

Deniz Turizm Birliği Derneği'nden İMEAK Deniz Ticaret Odası'na Ziyaret

Deniz turizmi sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar ve temsilcileri arasında dayanışmayı güçlendirmek, sektörün gelişimine rehberlik etmek ve Türkiy...
17 Nisan 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.