31 Mart 2020 | SÖYLEŞİ 74. Sayı (Nisan 2020) | 2.686 kez okundu |
Yıllar içinde yaptığım seyahatler sonucunda deniz beni kendi içine çekti, bırakmıyor. Sonunda kendimi okyanus geçiÅŸine hazırlanır halde buldum.
Okyanus geçiÅŸi için yerli bir firmanın sponsorluÄŸunda imal edilen kanonun yelken ve armasını amatörce kendim hazırladım. ÖrneÄŸin yelken kumaşı ince branda, direklerse alüminyum borular. Bir yelken dışında tüm yelkenleri kendi ellerimle diktim. O tek yelkense amatör denizcilik camiasından bir büyüÄŸümün hediyesi. Çok güç ürettiÄŸi için direÄŸi kıracak derecede zorluyor. Bu yüzden sadece bir kaç kere kullanabildim.
Kanomun adı Ebabil. Yelken profesyonel imalat olmadığı için sadece kolayına rüzgarda seyredebiliyorum. Bu yüzden olabildiÄŸince kıyıya yakın seyretmeye özen gösterdim.
Bir sabah, bu kez Didim yakınlarındaki TaÅŸburun limanından avara olmuÅŸ. Hafif rüzgarlarla ilerledikten sonra Menderes Havzasına girmek üzere dümeni sancak tarafa kırdım. Dolayısıyla rüzgarın yelkene giriÅŸ açısı da deÄŸiÅŸti. Ama bu durum yelken yapmama engel olmadı. Demir atıp bir kaç saat sonra baÅŸlayacak olan güneyli rüzgarları beklemektense devam ettim. BeÅŸ-on dakika kadar sonra rüzgar, Ebabil'i engelleyecek ÅŸekilde yön deÄŸiÅŸtirdi. Demir atma derinliÄŸini geçtiÄŸimi ve açığa sürükleneceÄŸimi fark ettiÄŸimde, hemen yelkeni topladım. Fırtına paraÅŸütünü denize bırakıp dümen tutmaya geri döndüm. Bu arada beni sanal ortamda takip eden arkadaÅŸlarımı bilgilendirmeyi, 5 saat içinde benden haber almazlarsa TC Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ihbarda bulunmalarını söylemeyi ihmal etmemiÅŸtim. Sonrasında seyir sürerken gözlemlediÄŸim, yaklaşık bir mil açıktaki bir balık çiftliÄŸine doÄŸru rota tuttum. Yaklaşık bir saat sonra çiftliÄŸin tonoz halatına baÄŸlanıp kurtuldum.
Bir baÅŸka gün, çok çekindiÄŸim Menderes Havzası- KuÅŸadası yönündeki Dar BoÄŸaz geçiÅŸine sıra geldi. Geceyi Büyük Nero koyunda geçirdikten sonra sabah seyre çıkıp kürek çekerek boÄŸazın jandarma karakolunun olduÄŸu koyuna kadar ulaÅŸtım. Bir süre dinlendikten sonra o gün beklediÄŸim hafif güneyli rüzgarın esmeye baÅŸlamasıyla yeniden hareket ettim. Ağır ağır ilerlemeye baÅŸladım.
Bayrak adasını iskele baÅŸ omuzluÄŸunda görünce suyun üstündeki akıntıyı daha iyi fark ediyordum. Aniden aÄŸzımın içinin kupkuru olduÄŸu, dudaklarımın çatlayacak derecede ısındığı hissine kapıldım. DiÄŸer yandan kalbim hızla ve kulağımla duyabileceÄŸim kadar yüksek sesle atmaya baÅŸlamıştı. ADRENALÄ°N! Hiç sevmediÄŸim madde. Oysa denizde gezmeyi seviyordum. Bunu deÄŸil!
Akıntı zaman zaman Ebabil'in başını-kıçını çevirip rotayı bozsa da her defasında kürekle rotaya geri dönebildim.
Yol boyunca motor bulundurmamla ilgili çok eleÅŸtiri aldım. Yukarıda belirttiÄŸim dışında bir çok kritik an atlattım. O anlar öyle anlardı ki hemen motora yol verip kurtulmak isterdiniz. O zaman da bu okyanus geçiÅŸine hazırlık seyahati olmazdı. Tabii ki motorum olacak. Ama ben ya o motor çalışmazsa diye çalışıyorum.
Bazen ara vermek gerekir. Aralık ayının sonuna doÄŸruydu. Pamucak plajında karadayım. Aniden aklımda çok büyük bir tehlike yaÅŸayacağıma dair bir düÅŸünce oluÅŸtu. Bunu bir mantığa oturtmaya çalıştıysam da baÅŸaramadım. Denizle ilgili deneyimlerim nedenini bilmesem de aklıma bir ÅŸey geldiÄŸinde ona dikkat etmemi söyler. Buna ister saÄŸduyu deyin, ister altıncı his. Buna uymaya dikkat ederim.
Sonuç olarak Ebabil'i emanet edecek birini bulup Ä°stanbul'a döndüm. Ailemle hasret giderip kendimi toparladım. Ä°yi hissettiÄŸimde konuyu yeniden deÄŸerlendirip Ebabil'e geri döndüm.
Deniz kayağını Ebabil'e arkadaÅŸ olarak götürdüm. Bu, güvenlik endiÅŸelerimi azalttı, konforumu arttırdı.
O gün Özdere Balıkçı Barınağına doÄŸru seyirdeyim. Yine tatlı bir rüzgar var. YavaÅŸ yavaÅŸ Özdere'ye doÄŸru dümen kırıyorum. Ä°ki milden biraz fazla yolum kalmış. Ama rüzgar hem yön deÄŸiÅŸtiriyor hem de sertleÅŸiyor. Ä°lerleyemiyorum. Dalgalarla birlikte rüzgar beni karaya atmaya baÅŸlayacak. Yelkeni indirip hemen pruvaya ilerliyorum. Demir atıyorum. Derinlik 10 metre civarı. Zincirse 21 metre. Yani demirin tutmama olasılığı daha çok. Ebabil kafasını dalgaya çeviriyor. Demir ÅŸimdilik tuttu gibi. Ama büyüyen ve dikleÅŸen dalgalar önce pruvayı sonra pupayı suya gömüp çıkartıyor. Durumun idare edilemez kısmına yaklaşırken deniz kayağını suya indiriyor ve o hengamede üstüne oturup karaya yöneliyorum. Bir kaç dakika sonra karaya çıkarken ayak bileklerim ıslansa da umurumda deÄŸil kurtuldum!"
Ebabil bir çok zorluÄŸa göÄŸüs gerdi. Gökova'dan baÅŸlayan ve Alaçatı -Zeytineli'ne kadar devam eden 250 deniz millik zorlu sonbahar-kış kuzeye çıkış etabını tamamladı. Ancak onun da aÅŸamayacağı ÅŸeyler var. Koronavirüs salgını dolayısıyla kuzeye çıkışa belirsiz bir süre için ara verildi.
R E K L A M